Defense lawyers appealed for mercy.
- Savunma avukatları merhamet için yalvardılar.
Attack is the best form of defense.
- Saldırı en iyi savunma şeklidir.
The man pleaded self-defence.
- Adam kendini savunmak için yalvardı.
A plea bargain is out of the question.
- Bir savunma pazarlık söz konusu değildir.
Fever is one of the body's defence mechanisms.
- Ateş, vücudun savunma mekanizmalarından biridir.
Ignorance of the law is not accepted as a defence.
- Yasayı bilmemek bir savunma gerekçesi olarak kabul edilmez.
The most perfidious way of harming a cause consists of defending it deliberately with faulty arguments.
- Bir sebebe zarar vermenin en haince yolu kasten yanlış görüşleri savunmaktan oluşur.
Tom was green behind the ears when it came to defending himself in court.
- Tom, mahkemede kendini savunma konusunda daha çok toydu.
She advocated equal rights for women.
- Kadınlar için eşit hakları savundu.
He advocated the reduction of taxes.
- Vergilerin azaltılmasını savundu.
You should learn self-defense.
- Kendini savunmayı öğrenmelisin.
Tom claims that he shot Mary in self-defense.
- Tom, Mary'yi kendini savunmak için vurduğunu iddia ediyor.
Mary took a self-defence class.
- Mary kendini savunma dersi aldı.
The man pleaded self-defence.
- Adam kendini savunmak için yalvardı.
Our army broke through the enemy defenses.
- Ordumuz düşman savunmasını yardı geçti.
The Germans had strong defenses.
- Almanların güçlü savunmaları vardı.
We are defending the same cause.
- Biz aynı nedeni savunuyoruz.
I was defending myself.
- Kendimi savunuyordum.
I disapprove of what you say, but I will defend to the death your right to say it.
- Ben söylediğini doğru bulmuyorum fakat onu söyleme hakkını ölünceye kadar savunacağım.
It is more difficult to defend oneself than to defend someone else. Those who doubt it may look at lawyers.
- Kendini savunmak başka birini savunmaktan daha zordur. Şüphe edenler avukatlarına bakabilirler.
I will never forgive you because you did not stick up for me at the meeting.
- Beni toplantıda savunmadığın için seni asla affetmeyeceğim.
This data is immaterial to the argument.
- Bu bilgi savunma için önemsizdir.
Why did the lawyer lose in the argument?
- Avukat savunmada niçin kaybetti?
They fought in defense of their country.
- Ülkelerinin savunmasında savaştılar.
She allegedly killed him in self defense.
- İddialara göre o onu kendini savunmak için öldürdü.
Why is Tom being so defensive?
- Tom neden bu kadar savunmacı oluyor?
Tom was very defensive.
- Tom çok savunmacıydı.