Five thousand yen is enough to buy this dictionary.
- Beş bin yen bu sözlüğü satın almak için yeterlidir.
I don't want to buy this kind of sofa.
- Bu tür bir kanepe satın almak istemiyorum.
I would like to purchase your latest mail order catalogue.
- Senin en son posta sipariş kataloğunu satın almak istiyorum.
The couple wants to purchase a home.
- Çift, bir ev satın almak istiyor.
I would like to purchase your latest mail order catalogue.
- Senin en son posta sipariş kataloğunu satın almak istiyorum.
I would like to purchase some boots.
- Bazı botlar satın almak istiyorum.
This necklace is so beautiful that I'd like to buy in for my wife.
- Bu kolye o kadar güzel ki, karım için satın almak istiyorum.
I love buying on eBay.
- eBay'dan satın almayı çok seviyorum.
I went to the department store with a view to buying a present.
- Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.
Tom should have purchased flood insurance.
- Tom sel sigortası satın almalıydı.
The couple wants to purchase a home.
- Çift, bir ev satın almak istiyor.
I never go out without buying something.
- Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.
I want to buy a pair of ski boots.
- Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
He bought books at random.
- O, rastgele kitap satın aldı.
I bought two dozen pencils.
- İki düzine kalem satın aldım.
Purchasing power has greatly fallen.
- Satın alma gücü çok düştü.
The Argentine president said that diabetes is a disease of people with high purchasing power.
- Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.
I purchased a new car last week.
- Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.
We purchased a new house for eighty thousand dollars.
- Seksen bin dolara yeni bir ev satın aldık.
Purchasing power has greatly fallen.
- Satın alma gücü çok düştü.
I think you should probably see someone from Purchasing.
- Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.
I love buying on eBay.
- eBay'dan satın almayı çok seviyorum.
Please do not buy it.
- Lütfen onu satın alma.
I love buying on eBay.
- eBay'dan satın almayı çok seviyorum.
I never go out without buying something.
- Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.