satın alıcı

listen to the pronunciation of satın alıcı
Турецкий язык - Английский Язык
buyer, purchaser
preemptor
satın al
{f} bought

I bought two dozen pencils. - İki düzine kalem satın aldım.

He bought books at random. - O, rastgele kitap satın aldı.

satın al
{f} purchase

Many Americans protested the purchase of Alaska. - Birçok Amerikalı Alaska'nın satın alınmasını protesto ettiler.

I purchased a new car last week. - Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.

satın al
{f} purchasing

The Argentine president said that diabetes is a disease of people with high purchasing power. - Arjantin devlet başkanı şekerin yüksek satın alma gücü olan insanların bir hastalığı olduğunu söyledi.

Purchasing power has greatly fallen. - Satın alma gücü çok düştü.

satın al
{f} merchandising
satın al
{f} merchandised
satın al
{f} merchandise
satın al
{f} buy

I will only buy the car if they repair the brakes first. - Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.

I love buying on eBay. - eBay'dan satın almayı çok seviyorum.

satın al
{f} buying

I went to the department store with a view to buying a present. - Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.

I never go out without buying something. - Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.

satınalıcı
purchaser
toptan satın alıcı
(Ticaret) wholesale buyer
satın alıcı
Избранное