sarmak

Турецкий язык - Английский Язык

Определение sarmak в Турецкий язык Английский Язык словарь

I wanted to wrap my arms around his neck. - Kollarımı onun boynuna sarmak istedim.

to wrap up, to muffle up, to lap, to envelop; to pack; to bandage, to bind; to embrace, to hug; to wind ... round, to wrap ... around; to furl; to cover, to spread over; to surround, to enclose, to encircle; to infest; to close in; to appeal to, to intere

(hayaletler vb.) stalk

to embrace (someone)

(for something) to interest (someone), excite the curiosity of (someone); (for something) to please (someone), give (someone) pleasure

to cover, spread over, envelop

to surround (a place, someone)

(for a vine) to twine around, climb (something)

(paket) wrap up

to wind up, coil up

to wind or wrap (one thing) around (another); to wrap (something) up in; to wrap, encircle

to attack (someone) verbally, lay into (someone). sarıp sarmalamak to wrap (someone, something) up well

etrafını sarmak

sargı sarmak

sarpa sarmak

(for something) to become very difficult or complicated

sarpa sarmak

to become complicated

bobine sarmak

makaraya sarmak

(Gıda) stuffed vine leaves

etrafını sarmak

birbirine sarmak

bobin)sarmak

merak sarmak

take something up

merak sarmak

(Madencilik) roof bar

(Bilgisayar) scroll

The Milky Way is a spiral galaxy. - Samanyolu sarmal bir gök adadır.

The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. - Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır.

(Gıda) enveloped

(Gıda) wrapped

(Teknik,Tekstil) wind up

yara sarmak

yara sarmak

bandage a wound

{f} belt

{f} winding

{f} intertwined

{f} wrap

She wrapped some gifts in paper. - O, kağıda bazı hediyeler sardı.

My mother wrapped the sandwiches in paper. - Annem sandviçleri kağıda sardı.

{f} bandage

Tom noticed Mary's bandaged wrists. - Tom Mary'nin sargılı bileklerini fark etti.

Tom's head is covered with bandages. - Tom'un kafası bandajla sarılı.

{f} twine

{f} convoluted

{f} girded

{f} belting

{f} girt

{f} coil

That rope has to be coiled. - O ip sarılmak zorunda.

{i} wrap

I'm trying to wrap my head around it. - Onu başıma sarmaya çalışıyorum.

I wanted to wrap my arms around his neck. - Kollarımı onun boynuna sarmak istedim.

{i} banding

yara sarmak

yarasını sarmak

Dress one's wound

yarasını sarmak

(deyim) relieve, alleviate

yarasını sarmak

yarasını sarmak

to heal someone's wounds

yarasını sarmak

Wrap the wounds of

alev saçağı sarmak

to have a danger go beyond control

aşırı sarmak

battaniyeye sarmak

bağlantı çubuklarına sarmak

wrap-around tie bars

başına bela getirmek/sarmak

to saddle (someone, oneself) with a big problem

başına sarmak

let smb. in for

beze sarmak

wrap up in canvas

bir makaradan diğerine sarmak

dörtlü sarmak

etrafı sarmak

etrafını sarmak

to surround, to beset; to beleaguer

etrafını sarmak

etrafını sarmak

etrafını sarmak

etrafını sarmak

etrafını sarmak

etrafını sarmak

fazla sarmak

(kaset) overwind

fenaya sarmak

to take a turn for the worse

folyo ile sarmak

geri sarmak

geri sarmak

güce sarmak

to grow difficult

güçe sarmak

to get hard (to do), become difficult

halatı ince halatla sarmak

hasıra sarmak

slang to swipe, cop, filch, pilfer, steal

havlu sarmak

hediye paketine sarmak

kefene sarmak

kefene sarmak

kemer gibi sarmak

kemer gibi sarmak

korku sarmak

(fear) haunt someone

korku sarmak

(fear) grip someone

kundağa sarmak

kuşak ile sarmak

makaraya sarmak

a) to spool b) to poke fun at sb, to take the piss (out of sb), to have sb on

makaraya sarmak

makaraya sarmak

makaraya sarmak

makaraya sarmak

merak sarmak

become interested in

merak sarmak

have a passion for

merak sarmak

to develop a passion, to take sth up

merak sarmak/sardırmak

to develop a great interest in; to develop a passion for

parmakına dolamak/sarmak

to get (something) on the brain

enveloping (something)

wrapping (something)

embracing (someone)

embroidery embossed (motif, design)

attacking (someone) verbally

surrounding (a place)

wrapping; surrounding; joint, reefer

twining around (something)

coiling (something) up

bandaging (something)

made by wrapping or winding

sevdayı sarmak

to fall passionately in love with

sigara sarmak

roll a cigarette

sigara sarmak

to roll a cigarette

sıkıca sarmak

tekrar sarmak

tekrar sarmak

yelkeni sarmak/toplamak

yeniden sarmak

yeniden sarmak

yokuşa sarmak

(for a road) to begin to go uphill, begin to run uphill

çapraza sarmak

(for a matter, a situation) to get complicated, get involved, turn into a mess

çevresini sarmak

çıkık sarmak

to bandage a sprain or a dislocation

örümcek sarmak

for spider webs to cover (a place)

Английский Язык - Английский Язык

Определение sarmak в Английский Язык Английский Язык словарь
SAR: Special Administrative Region
yarasını sarmak: Wrap the wounds of
SAR: Sons of the American Revolution
sar: Segmentation and Reassembly
sar: Specific absorption rates SAR measures the amount of radio frequency emissions absorbed by human tissue when using your cell phone SAR data is used by clinical researchers studying the potential relationship between wireless phones and cancer Importantly, government and independent agency studies have shown no evidence of a link between the use of wireless handsets and any harmful effects on human health
sar: Segmentation and Reassembly: Method of breaking up arbitrarily sized packets
sar: Search and Rescue, usually pertaining to weather radars and navigation (Beacon Collision Avoidance System)
sar: synthetic aperture radar
sar: Student Aid Report-form a student receives after filing the FAFSA This determines expected family contribution
sar: Synthetic Aperture Radar A radar imaging system in which high resolution in the azimuth direction is achieved by using Doppler shift of backscattered waves to identify waves from ahead and behind the platform, thereby simulating a very long antenna Available on both satellite (ERS, RADARSAT) and airborne platforms
sar: Search and Rescue
sar: A federal output document generated by the FAFSA processor and mailed to the student The SAR contains the family's financial information and other information as reported by the student on the FAFSA The student's eligibility for financial aid is indicated by the EFC printed on the front of the SAR
sar: Student Aid Report A federal output document sent to the student by the central processor The SAR contains all the information the student reported on the FAFSA and the resulting EFC
sar: A SAR or Student Aid Report is an acknowledgement sent to the student after filing a FAFSA The SAR summarizes the information included in the FAFSA and may be requested by your school's OSFA The SAR will also indicate the amount of Pell Grant eligibility, if any
sar: San Diego Sheriff's Department Search and Rescue
sar: Synthetic Aperature Radar
sar: The Student Aid Report is a document containing financial and other information you reported on the Free Application for Federal Student Aid Your eligibility for aid is indicated by the EFC printed on the front of the SAR
sar: A report sent to the student about five weeks after they submit their FAFSA This report notifies the student of their Pell Grant eligibility and must be signed and sent to the Office of Financial Aid
sar: Segmentation and Re-assembly Optional features of the Wireless Transport Protocol (WTP) used to split large WTP messages into a number of smaller datagrams (with resend for failed datagrams), thereby improving the transmission efficiency of downloading large messages to a phone
sar: The Student Aid Report sent by the Department of Education to the student after applying for financial aid, which determines eligibility for a Pell Grant Also known as ISIR (Institutional Student Aid Report)
sar: Synthetic Aperture Radar A technique for obtaining high resolution radar images from a relatively small antenna
sar: The Student Aid Report is the response letter sent to students who apply for federal aid by filling out the FAFSA
sar: Second Assessment Report Issued by the IPCC at the end of 1995, this provided the scientific basis for the negotiation of the Kyoto Protocol

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sarmak в Турецкий язык Турецкий язык словарь: Hoşuna gitmek, zevkini okşamak; Sarılıp tırmanmak; Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak: "Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu."- N. Cumalı. Örtmek; Kucaklamak; Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek; Bir şeyi başka bir şeyin içine koyup onunla kaplamak; Dolayında yer almak; Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek; Saldırmak, hücum etmek; Tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak; Yumak yapmak. Şerit, ip vb; Bir görev veya işin yerine getirilmesini başkasına yüklemek; Dolaşmak; Örtmek; Saldırmak, hücum etmek: "Faik Efendi biliyordu ki saracaklar, hem de fena saracaklar."- M. Ş. Esendal; Yumak yapmak; Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmek: "Dolma sarıyorum diye yaprağı parmağıma doladım."- H. R. Gürpınar."Sardığı sigarayı tabakasına yerleştiriyor."- T. Buğra; Sözle saldırmak, tedirgin etmek; Hoşuna gitmek, zevkini okşamak: "Bu canlılık, insanı on yıl önce görmüş olduğum muhteşem yazdan daha başka türlü sarıyordu."- A. H. Tanpınar; Taşıt tırmanmak, yükseğe doğru çıkmak; şeyler dolaşmak; Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak; Kâğıt veya bir bitki yaprağıyla dürmek
yarasını sarmak: (deyim) Derdine derman olmak, zor zamanında yardım etmek
SAR: (Osmanlı Dönemi) İntikam, öç
SAR: (Osmanlı Dönemi) (-) f. Yer, mekân bildiren, birleşik kelimeler yapılan bir ek'tir. Bir şeyin kesretle bulunduğunu gösterir. Meselâ
Sarma: yaprak dolması
Sarma: yaprak sarması
sar: öç, intikam
sar: intikam, öç
sar: intikam
sarma: Yaprak dolmasına verilen bir başka ad
sarma: Ağrı ilinin, Tutak ve Patnos yöresinde an az 6 kişiyle, davul-zurna eşliğinde oynanan bir kız halayı
sarma: İç hazırlanarak lahana, pazı veya asma yaprağından sarılıp yapılan, etli veya zeytinyağlı yemek
sarma: Saran, içine alan şey, zarf
sarma: Sarmak işi
sarma: Bir ayakta alınan paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk
sarma: Sarılarak yapılan
sarma: Kuşatma, çevirme, ihata

Английский Язык - Турецкий язык

Определение sarmak в Английский Язык Турецкий язык словарь
SAR: (Askeri) uydu erişim talebi; arama ve kurtarma; özel erişim ihtiyacı; suni açıklıklı (antenli) radar (satellite access request; search and rescue; special access requirement; synthetic aperture radar)
sar: karagöz balığı
sar: sarıgöz balığı

sarmak

Расстановка переносов

sar·mak

Произношение

Resimler

Google Resimler

История

sarmak

Избранное

iOS

Android

Windows

Блог

О нас

Контакты

© 1999-2024 Sesli Sözlük™

20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. Cümle ve Videolar ile zenginleştirilmiş içerik. Etimoloji, Eş ve Zıt anlamlar, kelime okunuşları ve günün kelimesi. Yazım Türkçeleştirici ile hatalı Türkçe metinleri düzeltme. iOS, Android ve Windows mobil platformlarda online ve offline sözlük programları. Sesli Sözlük garantisinde Profesyonel çeviri hizmetleri. İngilizce kelime haznenizi arttıracak kelime oyunları. Ayarlar bölümünü kullarak çevirisini görmek istediğiniz sözlükleri seçme ve aynı zamanda sözlüklerin gösterim sırasını ayarlama imkanı. Kelimelerin seslendirilişini otomatik dinlemek için ayarlardan isteğiniz aksanı seçebilirsiniz.