sarf

Турецкий язык - Английский Язык

Определение sarf в Турецкий язык Английский Язык словарь: grammar; consumption; disbursement; expenditure; expending, using up, or consuming (time, effort, energy); using (words); (Hukuk) appropriations; expenditure, consumption; grammar dilbilgisi, gramer; spending (money)
sarf belgesi: (Askeri) expenditure voucher
sarf edilebilir: expendable
sarf edilmeyen: nonexpendable
sarf etmek: use
sarf malzeme: consumables
sarf malzemesi: (Ticaret) consumable
sarf malzemesi: Consumable, consumables
sarf malzemesi: Consumable material
sarf edilebilir maddeler: (Askeri) expendable items
sarf edilebilir ordu malı: (Askeri) expendable property
sarf edilmeyen fon: (Ticaret) nonexpendable fund
sarf etmek: a) to spend, to expend b) to use, to exert
sarf etmek: 1. to spend (money). 2. to expend, use up, or consume (time, effort, energy); to use (words)
sarf kredisi: (Askeri) expenditure credit
sarf madde: consumable material
sarf vanası: draw-off valve
sarf yedek parçası: (Askeri) running spare
sarf yeri: draw-off point
sarf yetkisi: (Askeri) expenditure credit
gayret sarf etmek: to exert oneself, to try hard
tahsis sarf süresi: (Askeri) appropriation period

Английский Язык - Английский Язык

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sarf в Турецкий язык Турецкий язык словарь: (Osmanlı Dönemi) Hile; (Osmanlı Dönemi) (C.: Süruf) Harcama, masraf, gider; (Osmanlı Dönemi) Gr: Bir lisanı meydana getiren kelimelerin değişmesinden, birbirinden türemesinden bahseden ilim şubesi. Kelime bilgisi. Kelime şekli bilgisi. Morfoloji. Tasrif çeşitlerini, isim ve fiil nevilerini öğreten ilim; (Osmanlı Dönemi) Farz; (Osmanlı Dönemi) Para bozma; (Osmanlı Dönemi) Fazl; (Osmanlı Dönemi) Men etme. Bir kimseyi yolundan ve işinden ayırıp başka tarafa yöneltme; Dil bilgisi, yapı bilgisi; (Osmanlı Dönemi) harcama, masraf, gider; (gramer) bir dili meydana getiren kelimelerin değişmesinden, birbirinin türemesinden bahseden ilim dalı, kelime bilgisi morfoloji, fiil çekimlerini, isim ve fiil çeşitlerini öğreten ilim; Dil bilgisi; Harcama, tüketme; Harcama, tüketme, kullanma, masraf etme
sarf etmek: Kullanmak
sarf etmek: Tüketmek, harcamak: "Kocalar sabahtan akşama çalışıyor, fakat kendilerine beş para sarf edemiyorlar."- H. E. Adıvar
SARF U NAHİV: (Osmanlı Dönemi) Dilbilgisi. Gramer
sarf etmek: Tüketmek, harcamak