A friend in the market is better than money in the chest.
- Piyasadaki bir arkadaş, sandıktaki paradan daha iyidir.
Tom found a chest buried in the sand.
- Tom kumda gömülü bir sandık buldu.
The people will decide at the ballot box.
- İnsanlar sandıkta karar verecek.
Tom is carefully stacking the boxes.
- Tom sandıkları dikkatle yığıyor.
The people will decide at the ballot box.
- İnsanlar sandıkta karar verecek.
One crate is still missing.
- Bir sandık hâlâ kayıp.
I don't know what is in the crate.
- Sandıkta ne olduğunu bilmiyorum.