Eyfel Kulesi, Louvre Müzesi ile aynı şehirdedir.
- The Eiffel Tower is in the same city as the Louvre Museum.
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
- A person's heart is approximately the same size as their fist.
Tom eskisi gibi aynı adam değil.
- Tom isn't the same man he used to be.
Ben hâlâ eskisi gibi aynı kişiyim.
- I'm still the same person I used to be.
Birkaç olası çeviri olduğunu anlarsanız benzer cümleleri not edin, çünkü aynı dilde birkaç çeviri ekleyebilirsiniz.
- If you feel there are several possible translations, note that for the same sentence, you can add several translations in the same language.
Benzer bir durumda, aynı şeyi yaparım.
- In a similar situation, I'd do the same.
Aynı şeyi söylemenin çok daha iyi ve kısa bir yolu yok mu?
- Isn't there a much better and shorter way of saying the same thing?
Yerinde olsam, aynı şeyi yaparım.
- Were I in your place I would do the same thing.
O, işi babasının yaptığı gibi aynı şekilde yaptı.
- He did business in the same manner as his father did.
Bir sürü insan Tom'un hissettiği aynı şekilde hissediyor.
- A lot of people feel the same way Tom does.
Hep aynı dizeleri çalarsan monotonluk gelişir.
- Monotony develops when you harp on the same string.
Her zaman olduğun gibi aynısın.
- You are just the same as you always were.
Bu geçen gün kaybettiğim kalemin aynısı.
- This is the same pencil that I lost the other day.
Blue-Collar Man: The same.
You have the same hair I do!.
We were all going in the same direction.
The same can be said of him.
You two are just the same.
Peter and Anna went to the same high school: the high school to which Peter went is the high school to which Anna went.
Methods of selectively distributing data in a computer network and systems using the same (US Patent 7,191,208).