Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek: "Derhâl kapının zincirini salıvererek kanadı arkasına kadar açtı."- E. E. Talu
Bağımlılığına, tutukluluğuna veya baskı altındaki durumuna son vererek serbest kılmak, bırakmak, koyuvermek
(for a ship) to move in various directions (while riding at anchor). Saldım çayıra, Allah/Mevla kayıra. (Konuşma Dili) I've turned the animals out to pasture (or I've let the children go out by themselves); God willing, they'll come back safe and sound