salgınlar

listen to the pronunciation of salgınlar
Турецкий язык - Английский Язык
outbreaks

This campaign cannot forestall new Zika virus outbreaks. - Bu kampanya yeni Zika virüs salgınlarını önleyemez.

Salmonella outbreaks blemished spinach importers' reputation for running clean factories. - Salmonella salgınları ıspanak ithalatçılarının temiz fabrika çalıştırma itibarını lekeledi.

plural of outbreak
salgın
epidemic

His prompt action prevented an epidemic. - Onun zamanında müdahelesi salgını engelledi.

Several hundred years ago, scarlet fever epidemics killed thousands of people throughout the continent. - Birkaç yüzyıl önce kızıl hastalığı salgını kıtanın her yanında binlerce insanı öldürdü.

salgın
{i} outbreak

The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak. - Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.

There is no reason to be unnecessarily worried about the outbreak. - Salgın konusunda gereksiz yere endişeli olmak için hiçbir sebep yoktur.

salgın
epidemical
salgın
contagious, epidemic; epidemic
salgın
rife
salgın
epidemic (disease)
salgın
contagious
salgın
epidemic, outbreak (of an epidemic disease)
salgın
epidemic invasion (of insects, pests)
salgın
inroad
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение salgınlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

salgın
Kısa zamanda çevredeki insan, hayvan veya bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan, müstevli
salgın
Bir hastalığın veya başka bir durumun yaygınlaşması veya birçok kimselere birden bulaşması
salgın
Belli bir hareketin, davranışın, sözün toplumda yaygınlaşması
salgın
Gereğinde herkesten para veya mal olarak toplanan geçici vergi
salgın
Bir şeyin bir yere girip her yanı kaplaması, istila
Salgın
epizooti
Salgın
müstevli
salgınlar
Избранное