Tom struggled with his assailant and managed to escape.
- Tom saldırganla mücadele etti ve kaçmayı başardı.
Sami couldn't run away from his assailants.
- Sami saldırganlarından kaçamadı.
He has none of his father's aggressiveness.
- Babasının saldırganlıklarından hiçbirine sahip değil.
Tom is extremely aggressive.
- Tom son derece saldırgan.
We should avoid writing sentences that are disrespectful, offensive or hateful.
- Saygısız, saldırgan ve nefret dolu cümleler yazmaktan kaçınmamız gerekir.
That's an offensive question.
- O saldırgan bir soru.
Tom was clearly the aggressor.
- Tom açıkça saldırgandı.
They resisted the invaders.
- Saldırganlara direndiler.
The defenders checked the onslaught by the attackers.
- Savunucular saldırganlar tarafından yapılan saldırıyı kontrol etti.
They pushed back the attackers.
- Onlar saldırganları geri püskürttü.
Watch out! This monkey is vicious.
- Dikkat et! Bu maymun saldırgan.
I didn't want to seem pushy.
- Saldırgan görünmek istemedim.
I don't want to seem pushy.
- Saldırgan görünmek istemiyorum.