Bazı insanların ilgisini çekmeyebilir fakat maaşlı bir adam kalmayı tercih ediyorum; Geçinmek için çok fazla kaygılanmak zorunda değilim.
- It may not appeal to some, but I prefer to remain a salaried man; I don't have to worry so much about making both ends meet.
Tom'un o aylıkla çalışmayı kabul edecek olması çok zayıf bir olasılıktır.
- It's very unlikely that Tom will agree to work for that salary.
Emekli olduğunda büyük bir aylık kazanmıyordu.
- He wasn't earning a large salary when he retired.
Benim maaşım bizim müsrifçe yaşamamıza izin vermez.
- My salary doesn't allow us to live extravagantly.
O yüksek bir maaş alır.
- He gets a high salary.
Rusya'da asgari ücret ne kadar?
- What's the minimum salary in Russia?
İşçiler ücret artışı istediler.
- The workers pushed for a raise in salary.