Ben denize açılmak istedim.
- I wanted to go sailing.
Tom'un neden gelecek hafta bizimle denize açılmak istemediğini bilmiyorum.
- I don't know why Tom doesn't want to go sailing with us next week.
Rüzgara karşı yelken açtık.
- We sailed against the wind.
Tanrı rüzgarı sağlar, ama insanın yelkenleri yükseltmesi gerekir.
- God provides the wind, but man must raise the sails.
Hiçbir yelkenli bundan daha hızlı değildir.
- No sailboat is faster than this one.
O, onunla birlikte yelkenli turuna gitmeye can atıyordu.
- She was looking forward to going sailing with him.
Gemi yarın 15:00'te Hong Kong'a yelken açacak.
- The ship will set sail for Hong Kong tomorrow at 3 p.m.
Bu gemi sefere çıkmak üzeredir.
- The ship is about to set sail.
Ben de seninle yelken açmak için sabırsızlıkla bekliyorum.
- I'm looking forward to going sailing with you.
Tom hâlâ Mary ile yelken açmak istiyor.
- Tom still wants to go sailing with Mary.
Tom'la deniz yolculuğuna gitmeyi gerçekten dört gözle bekliyorum.
- I'm really looking forward to going sailing with Tom.
O teknenin güzel yelkenleri var.
- That boat has pretty sails.
Tanrı rüzgarı sağlar, ama insanın yelkenleri yükseltmesi gerekir.
- God provides the wind, but man must raise the sails.
Ben denize açılmak istedim.
- I wanted to go sailing.
Tom bizimle denize açılmaya gelmek istemiyordu.
- Tom didn't want to come sailing with us.
Let's go for a sail.
We caught three sails today.
It really took the wind out of his sails to know that even if he won the match, he could only place fourth in the tournament.
... For tacking into the wind, he uses triangular sails, ...