They were all prepared for the picnic, because they had all brought their own food and plates.
If he wins, he will own you.
In the contest he fully displayed what ability he had.
- O, yarışmada hangi yeteneğe sahip olduğunu gösterdi.
I've never had such a large sum of money.
- Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.
It is believed that whales have their own language.
- Balinaların kendi diline sahip olduklarına inanılmaktadır.
If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
- Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
Someday, I would like to possess a sailboat.
- Günün birinde, bir yelkenliye sahip olmak istiyorum.
Happiness isn't merely having many possessions.
- Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
Tom didn't like not having enough money.
- Tom yeterli paraya sahip olmamaktan hoşlanmıyordu.
I like having plenty to do.
- Yapacak çok şeye sahip olmayı severim.