If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
- Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
And what we really want is to have many sentences in many — and any — languages.
- Ve bizim gerçekten istediğimiz çok sayıda-ve herhangi-dillerde çok sayıda cümlelere sahip olmaktır.
Happiness isn't merely having many possessions.
- Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
Someday, I would like to possess a sailboat.
- Günün birinde, bir yelkenliye sahip olmak istiyorum.
Tom has to have everything his own way.
- Tom her şeye kendi yoluyla sahip olmak zorunda.
Most Americans did not have the money to own an automobile.
- Birçok Amerikalının bir otomobile sahip olmak için parası yoktu.
Has having so much money made you happy?
- Bu kadar çok paraya sahip olmak seni mutlu etti mi?
Tom has to have everything his own way.
- Tom her şeye kendi yoluyla sahip olmak zorunda.
In the contest he fully displayed what ability he had.
- O, yarışmada hangi yeteneğe sahip olduğunu gösterdi.
He is the only son that we have ever had.
- O, şimdiye kadar sahip olduğumuz tek erkek evlat.
Happiness isn't merely having many possessions.
- Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
You must be in possession of a valid ticket.
- Geçerli bir bilete sahip olmalısın.
Tom can't get a job because he doesn't have any experience, but he can't acquire experience because he can't get a job.
- Tom yeterli bir deneyime sahip olmadığı için bir iş bulamıyor fakat o bir iş bulamadığı için deneyim edinemiyor.
I've always wanted to get my hands on one of these.
- Her zaman bunlardan birine sahip olmak istedim.
It's better to have larger hands than smaller hands when playing the piano.
- Piyano çalarken büyük ellere sahip olmak küçük ellere sahip olmaktan daha iyidir.
If you are going abroad, it's necessary to have a passport.
- Eğer yurt dışına gidiyorsanız, bir pasaporta sahip olmak gereklidir.
It is believed that whales have their own language.
- Balinaların kendi diline sahip olduklarına inanılmaktadır.
Man is the only animal that possesses language.
- İnsan dile sahip olan tek hayvandır.
Honor is the most precious thing we possess.
- Onur sahip olduğumuz en değerli şey.
Not wanting is the same as having.
- İstemek sahip olmakla aynı değildir.
Tom didn't like not having enough money.
- Tom yeterli paraya sahip olmamaktan hoşlanmıyordu.
Not wanting is the same as having.
- İstemek sahip olmakla aynı değildir.
I hate myself for not having the will power to quit eating junk food.
- Ivır zıvır yiyecek yemekten vazgeçmek için irade gücüne sahip olmadığım için kendimden nefret ediyorum.
Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
- Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.