Can you go to the seaside tomorrow?
- Yarın sahile gidebilir misin?
I'd like to go to the seaside with you.
- Seninle sahile gitmek istiyorum.
According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
- Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
We went to the coast for our summer vacation.
- Yaz tatilimiz için sahile gittik.
There were few people on the beach.
- Sahilde az sayıda kişi vardı.
What time of year do you usually like to spend time on the beach?
- Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin?
He is 60 and still builds sand castles in the shore.
- O 60 yaşında ve hala sahilde kumdan kaleler inşa eder.
It's still too cold to go down to the shore.
- Sahile inmek için hâlâ çok soğuk.
Timmendorfer Strand is a well-known beach town.
- Timmendorfer Strand tanınmış bir sahil kasabasıdır.
The city has a long coastline.
- Şehrin uzun bir sahil şeridi var.
Driving along the coast is wonderful.
- Sahil boyunca araba sürmek harika.
According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.
- Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.
We often took a walk along the seashore together in the morning.
- Biz genellikle sabahları birlikte sahil boyunca bir yürüyüş yapardık.
She sells seashells by the seashore.
- O, sahilde deniz kabukları satar.
Blackpool is a coastal town.
- Blackpool bir sahil kasabasıdır.