sabitlik

Турецкий язык - Английский Язык

Определение sabitlik в Турецкий язык Английский Язык словарь

{i} stability

There is a fixed standard in the king's principles. - Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.

Interest rates have been fixed at 5%. - Faiz oranları %5'te sabitlendi.

{s} firm

{s} constant

In a closed system the sum of the contained energies remains constant. - Kapalı bir sistem içerisinde bulunan enerjilerin toplamı sabit kalır.

The amount of water in the planet remains constant. - Gezegendeki su miktarı sabit kalır.

{s} substantive

{s} immutable

House prices have remained static for several months. - Ev fiyatları aylarca sabit kaldı.

{s} real

Determine the range of values of the constant k to which the quadratic inequality x² + kx - 3k > 0 holds for any real value of x. - x bir reel sayı olmak üzere, x² + kx - 3k > 0 eşitsizliğinde k sabitinin alabileceği değer aralığını bulunuz.

{s} settled

(Bilgisayar) stabilize

(Tıp) stationary phase

Sitting still he tried to put his best foot forward. - Sabit bir biçimde durarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.

I still couldn't format my hard disk. - Sabit diskime hâlâ format atamadım.

You had better fix the bookcase to the wall. - Kitaplığı duvara sabitlesen iyi olur.

There is a fixed standard in the king's principles. - Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.

(Konuşma Dili) hard and fast

(Jeoloji) geostationary

This table isn't steady. - Bu tablo, sabit değildir.

He was walking up the hill at a steady pace. - O sabit bir hızda tepeye yürüyordu.

(isim) Stable; constant

I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services. - Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.

Sitting still he tried to put his best foot forward. - Sabit bir biçimde durarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.

fixed, stationary; stable; invariable, constant

proven, established

fixed; stationary; constant; static; stable, firm; immobile, immovable; (renk, boya) fast; indelible

(Hukuk) rooted

fast (color, dye), (color) that won't fade or rub off; indelible (ink, stain, pencil)

In a closed system the sum of the contained energies remains constant. - Kapalı bir sistem içerisinde bulunan enerjilerin toplamı sabit kalır.

The blood stream is usually constant and continuous. - Kan akışı genellikle sabit ve süreklidir.

{s} unwavering

(Anatomi) fixus

{s} steadfast

subjektif sabitlik

perceptual constancy

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sabitlik в Турецкий язык Турецкий язык словарь: Her şey değişiyor."- Ö. Seyfettin; Sabit olma durumu: "Fikirlerim gibi cisimlerimde de, talimimde de sabitlik yok; Sabit olma durumu
SABİT: (Osmanlı Dönemi) Doğruluğu isbat edilmiş olan
SABİT: (Osmanlı Dönemi) Duran, yerinde durup hareket etmeyen
Sabit: (Osmanlı Dönemi) VEZİN
Sâbit: (Osmanlı Dönemi) VATID
sabit: Gerçekliği tespit edilmiş, kanıtlanmış olan
sabit: Yerinden oynamayan, yer değiştirmeyen, durağan
sabit: (Osmanlı Dönemi) duran; doğruluğu ispatlanmış
sabit: Değişmeyen, hep aynı kalan, önceden ayarlanmış

sabitlik

Расстановка переносов

sa·bit·lik

Произношение

Resimler

Google Resimler

История

sabitlik

Избранное

iOS

Android

Windows

Блог

О нас

Контакты

© 1999-2024 Sesli Sözlük™

20 dilde online sözlük. 20 milyondan fazla sözcük ve anlamı üç farklı aksanda dinleme seçeneği. Cümle ve Videolar ile zenginleştirilmiş içerik. Etimoloji, Eş ve Zıt anlamlar, kelime okunuşları ve günün kelimesi. Yazım Türkçeleştirici ile hatalı Türkçe metinleri düzeltme. iOS, Android ve Windows mobil platformlarda online ve offline sözlük programları. Sesli Sözlük garantisinde Profesyonel çeviri hizmetleri. İngilizce kelime haznenizi arttıracak kelime oyunları. Ayarlar bölümünü kullarak çevirisini görmek istediğiniz sözlükleri seçme ve aynı zamanda sözlüklerin gösterim sırasını ayarlama imkanı. Kelimelerin seslendirilişini otomatik dinlemek için ayarlardan isteğiniz aksanı seçebilirsiniz.