We fixed the price at $15.
- Biz fiyatı 15 dolarda sabitledik.
There is a fixed standard in the king's principles.
- Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.
Determine the range of values of the constant k to which the quadratic inequality x² + kx - 3k > 0 holds for any real value of x.
- x bir reel sayı olmak üzere, x² + kx - 3k > 0 eşitsizliğinde k sabitinin alabileceği değer aralığını bulunuz.
The blood stream is usually constant and continuous.
- Kan akışı genellikle sabit ve süreklidir.
Everything flows and nothing stays still.
- Her şey akar ve hiçbir şey sabit kalmaz.
Sitting still he tried to put his best foot forward.
- Sabit bir biçimde durarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.
There is a fixed standard in the king's principles.
- Kralın ilkelerinde sabit bir standart vardır.
You had better fix the bookcase to the wall.
- Kitaplığı duvara sabitlesen iyi olur.
I charge a flat fee of 2,000 dollars per weekend for my services.
- Ben hizmetlerim için haftalık 2.000 dolarlık sabit bir ücret talep ediyorum.
Sitting still he tried to put his best foot forward.
- Sabit bir biçimde durarak elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı.
Determine the range of values of the constant k to which the quadratic inequality x² + kx - 3k > 0 holds for any real value of x.
- x bir reel sayı olmak üzere, x² + kx - 3k > 0 eşitsizliğinde k sabitinin alabileceği değer aralığını bulunuz.
House prices have remained static for several months.
- Ev fiyatları aylarca sabit kaldı.
This table isn't steady.
- Bu tablo, sabit değildir.
Hold this ladder steady.
- Bu merdiveni sabit tutun.
We had better do away with such a fixed idea.
- Böyle bir sabit fikirden kurtulsak iyi olur.
Do people ever accuse you of being obsessive?
- İnsanlar seni hiç sabit fikirli olarak suçlar mı?
I think Tom is obsessive.
- Sanırım Tom sabit fikirli.
I'm on a fixed income.
- Ben sabit gelirliyim.