sabahları

listen to the pronunciation of sabahları
Турецкий язык - Английский Язык
in the morning; every morning
every morning

I always drink a cup of coffee every morning. - Sabahları her zaman bir fincan kahve içerim.

in the mornings
mornings

In the mornings I'm very lazy and don't want to do anything. - Sabahları çok tembelim ve hiçbir şey yapmak istemiyorum.

I love to walk along the river in the mornings. - Sabahları nehir boyunca yürümeyi severim.

sabah
morning

Mother always gets up early in the morning. - Anne her zaman sabahları erken kalkar.

I take a walk every morning. - Her sabah yürüyüşe çıkarım.

sabah
mornings

It gets cold in the mornings and evenings, so I want to take care how I dress. - Sabahları ve akşamları hava soğur, bu yüzden nasıl giyineceğime dikkat etmek istiyorum.

I find it hard to get up early on cold mornings. - Soğuk sabahlarda erken kalkmayı zor bulurum.

sabah
a/m
sabah
ante meridiem
sabah
morn

Mother always gets up early in the morning. - Anne her zaman sabahları erken kalkar.

Tom called me yesterday at nine in the morning. - Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.

sabah
forenoon
sabah
to morning
sabah
morrow
sabah
morning; in the morning
sabah
in the morning

It's good for your health to get up early in the morning. - Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.

Roosevelt went to church in the morning. - Roosevelt sabah kiliseye gitti.

sabah
a.m

Breakfast is served from 7:30 a.m. to 11:00 a.m. - Kahvaltı sabah 07:00-11:00 arası servis edilir.

I'm on duty from 9:00 a.m. to 5:00 p.m. - Sabah dokuzdan akşam beşe kadar görevdeyim.

sabah
matutinal
sabah
sunrise

Did you see the sunrise this morning? - Bu sabah gün doğumunu gördün mü?

The sunrise is beautiful this morning. - Bu sabah gündoğumu güzel.

sabah
cockcrow
sabah
dawn

We work from dawn until dusk. - Sabahtan akşama kadar çalışırız.

Tom got up just before dawn this morning. - Tom bu sabah şafaktan önce kalktı.

sabah
antemeridiem
Английский Язык - Английский Язык

Определение sabahları в Английский Язык Английский Язык словарь

Sabah
A state in eastern Malaysia located at the Northern part of the Borneo island with the main city Kota Kinabalu as its capital
Sabah
one of the states that form the country of Malaysia. Sabah is on the island of Borneo. Yakub ibn Ishaq al Sabah al Kindi Sabah dynasty Al Sabah Sabah family
Sabah
State in eastern Malaysia which has Kota Kinabalu as its capital
sabah
a region of Malaysia in northeastern Borneo
Турецкий язык - Турецкий язык
Her sabah
Sabah vaktinde
sabah
Gündüzün, günün başlangıcı: "Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın."- R. N. Güntekin
sabah
Güneşin doğduğu andan öğleye kadar geçen zaman, sabahleyin, sabah vakti
SABAH
(Osmanlı Dönemi) Gün doğmasına yakın vakitten, öğle vaktine kadar olan zaman
Sabah
(Osmanlı Dönemi) BÜTEYRA
Sabah
(Osmanlı Dönemi) FETİK
Sabah
(Osmanlı Dönemi) KERAN
sabah
Sabah namazı
sabah
Gündüzün, günün başlangıcı
sabah
Sabah ezanı
sabah
istanbul'da 1876-22 yılları arasında yayımlanan, Papadopulos Efendinin çıkardığı günlük gazete
sabahları
Избранное