saattir

listen to the pronunciation of saattir
Турецкий язык - Английский Язык
hours
plural of hour
In Orthodox monasteries, monks maintain special services for the main hours of the day Each hour commemorates a special event, as follows
In reference to the total number of flight hours a pilot has logged Defined as the time between engine start and shutdown, when the purpose is to fly the airplane, as opposed to simply taxiing to another point on the airport
In Orthodox monasteries, monks maintain special services for the main hours of the day Each hour commemorates a special event, as follows: first hour (6: 00 A M ): Thanksgiving for the new morning and prayer for a sinless day Third hour (9: 00 A M ): the descent of the Holy Spirit on Pentecost Sixth hour (12: 00 noon): the nailing of Christ to the Cross Ninth hour (3: 00 P M ): the death of Christ -I-
8: 30-4: 30, weekdays (except holidays)
Efectively Worked Hours
Actual Hours Worked
Fields relating to hours are held as hours and minutes All time-related information in the system is in hours and minutes, not hours and decimals of an hour
Indicates the average number of working hours per month for monthly payroll or per biweekly pay period for a 1 0 FTE assignment Regular monthly is 173 33; Regular biweekly is 80
Sometimes referred to as semester credit hours unless specifically stated otherwise
an indefinite period of time; "they talked for hours"
a period of time assigned for work; "they work long hours
Days and hours of service
the times specified for the recitation of divine office; Matins, Lauds, Prime, Terce, Sext, Nones, Vespers and Compline
a period of time assigned for work; "they work long hours"
Goddess of the seasons, or of the hours of the day
jewish hours are calculated by taking the differance betwen the sunrise and sunset and dividing by twelve or or the night from sunset to dawn divided by twelve
an indefinite period of time; "they talked for hours" a period of time assigned for work; "they work long hours
saat
hour

We must sleep at least seven hours a day. - Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.

I've been waiting for hours. - Saatlerdir bekliyorum.

saat
{i} clock

My clock needs to be fixed. - Saatimin onarılması gerekiyor.

The alarm clock wakes me at seven. - Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.

saat
watch

I bought a watch and I lost it the next day. - Bir saat aldım ve ertesi gün onu kaybettim.

I've mislaid my watch. - Kol saatimi kaybettim.

saat
o'clock

Come and see me at eleven o'clock. - Gel ve saat on birde beni gör.

We are to meet together at 9 o'clock tomorrow night. - Yarın gece saat dokuzda birlikte buluşacağız.

saat
(Bilgisayar) hr
saat
gauge
saat
(Bilgisayar) at
saat
gage
saat
(Bilgisayar) hrs
saat
timekeeper
saat
time keeper
saat
register
saat
meter

It took me about two and a half hours to dig a hole one meter in diameter and two meters in depth. - Bir metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur kazmak yaklaşık 2.5 saatimi aldı.

saat
horologe
saat
ticker
saat
hours

I've been waiting for hours. - Saatlerdir bekliyorum.

It took me several hours to write it. - Onu yazmak birkaç saatimi aldı.

saat
clock; watch; timepiece
saat
(electricity, gas, or water) meter; taximeter; speedometer
saat
time , clock
saat
timer

There are many different kinds of clocks, including wristwatches, wall clocks, digital watches, gold watches, cuckoo clocks, quartz watches, stopwatches, timer and tower clocks. - Kol saatleri, duvar saatleri, dijital saatler, altın saatler, guguklu saatler, kuvars saatler, kronometreler, zamanlayıcı ve kule saatleri de dahil olmak üzere saatlerin birçok farklı türleri vardır.

Did the timer go off? - Saat çalmaya başladı mı?

saat
an hour's walk; the distance that can be traveled in an hour
saat
time; time of day
saat
hour; time; watch, clock; meter
saat
{i} timepiece
saat
cloek
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение saattir в Турецкий язык Турецкий язык словарь

saat
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası: "Karabalçıklı çiftliği kasabadan sıkı yürüyüşlerle bir saat çeker."- R. N. Güntekin
SAAT
(Osmanlı Dönemi) Saatler. Vakitler
Saat
(Osmanlı Dönemi) SI'VA'
Saat
(Osmanlı Dönemi) HÜNEYHE
Saat
(Osmanlı Dönemi) SI'V
Saat
(Osmanlı Dönemi) ENA
saat
Sayaç
saat
Günün hangi saati olduğunu gösteren alet
saat
Vakit, zaman: "Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar."- M. Ş. Esendal
saat
Bir işin yapıldığı belli bir zaman
saat
Vakit, zaman
saat
Günün hangi saati olduğunu gösteren alet: "Kolundaki krom saate göz attı."- R. H. Karay
saat
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası
saat
Bir işin yapıldığı belirli zaman
saattir
Избранное