Despite the importance of sleep, its purpose is a mystery.
- Uykunun önemine rağmen, onun amacı bir sırdır.
I think the reason why he killed his wife is still a mystery.
- Sanırım onun karısını öldürme nedeni hâlâ bir sır.
I promised him to keep it secret.
- Onu sır olarak saklamak için ona söz verdim.
Someone leaked the secret to the enemy.
- Birisi düşmana sırrı sızdırdı.
I told you that in confidence, so why did you tell Jane about it?
- Onu sana sır olarak söyledim, öyleyse niçin Jane'e ondan bahsettin?
She took me into her confidence.
- O beni sırdaşı yaptı.
The pole vaulter jumped more than seven feet.
- Sırıkla atlamacı, yedi feetten fazla atladı.
The Brazilian athlete Thiago Da Silva won the Olympic pole vault gold medal and set an Olympic record.
- Brezilyalı atlet Thiago Da Silva, Olimpiyat sırıkla atlama altın madalyasını kazandı ve bir olimpiyat rekoru kırdı.
He didn't trust his brother enough to confide in him.
- Ona sır vermek için erkek kardeşine yeterince güvenmiyordu.
I'm telling you this confidentially.
- Bunu sana sır olarak söylüyorum.
He didn't trust his brother enough to confide in him.
- Ona sır vermek için erkek kardeşine yeterince güvenmiyordu.
He didn't trust his brother enough to confide in him.
- Ona sır vermek için erkek kardeşine yeterince güvenmiyordu.
... - LOOK WHAT YOU DID! - I'M SORRY, SIR. ...
... - WHAT WAS THAT? - I CAN'T BELIEVE IT, SIR. ...