It is very hot today.
- Bugün hava çok sıcak.
This is hot, not cold.
- Bu soğuk değil, sıcak.
These flowers grow in warm countries.
- Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
I can remember the warmth of his hands.
- Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
It has become much warmer.
- Hava çok daha sıcak oldu.
It will get warmer soon.
- Yakında hava daha sıcak olacak.
Reindeer are friendly animals.
- Ren geyikleri sıcak hayvanlardır.
It was a warm, friendly meeting.
- O sıcak, samimi bir toplantı oldu.
Have you ever been up in a hot air balloon?
- Hiç sıcak hava balonunda bulundunuz mu?
Have you ever ridden in a hot air balloon?
- Sen hiç sıcak hava balonuna bindin mi?
The Japanese archipelago is struck by a terrible heat wave.
- Japon takımadaları korkunç bir sıcak hava dalgası ile vuruldu.
We're in the second week of an unrelenting heat wave.
- Biz amansız bir sıcak hava dalgasının ikinci haftasındayız.
Tom turned on the hot water tap.
- Tom sıcak su musluğunu açtı.
Tom filled the bathtub with hot water.
- Tom küveti sıcak su ile doldurdu.
Tom put on some warm socks.
- Tom bazı sıcak tutan çoraplar giydi.
I'm wearing a warm pair of socks.
- Sıcak tutan bir çift çorap giyiyorum.
It was very sultry that night.
- O gece hava çok sıcak ve nemliydi.