I had to take shelter under a tree.
- Ben bir ağacın altına sığınmak zorunda kaldım.
They looked for a place to take shelter from the rain.
- Onlar yağmurdan sığınmak için bir yer aradı.
I had to take shelter under a tree.
- Ben bir ağacın altına sığınmak zorunda kaldım.
They looked for a place to take shelter from the rain.
- Onlar yağmurdan sığınmak için bir yer aradı.
They looked for a place to take shelter from the rain.
- Onlar yağmurdan sığınmak için bir yer aradı.
There is an urgent need for shelter.
- Sığınma için acil bir ihtiyaç vardır.
Yaradana sığınıp suratına bir Osmanlı tokadı indiriverdi. - He mustered his strength and gave him a whomping cuff on the face.
Tom donated his estate to create a wildlife sanctuary.
- Tom bir yaban hayatı sığınma evi yaratmak için mülkünü bağışladı.
My ancestors hoped to find political asylum.
- Atalarım siyasi sığınma bulmayı ümit etmişlerdi.
They became citizens after receiving political asylum.
- Onlar siyasi sığınma aldıktan sonra vatandaş oldu.