süsü

listen to the pronunciation of süsü
Турецкий язык - Английский Язык
ornament

This is a Chistmas tree ornament. - Bu bir Noel ağaç süsü.

I haven't broken a Christmas ornament in years. - Yıllarca bir Noel süsünü kırmadım.

To decorate

We will ornament the windows with trim to make the room seem brighter.

A Christmas tree decoration
{n} decoration, grace, honor
A set of geometric or stylized elements with a decorative function
be an ornament to; "stars ornamented the Christmas tree"
Elaborate components added to the basic structure of chandeliers in the rococo period They could hang or stand from metal mounts
An embellishment (for example, a grace note)
Music. a musical flourish that are unnecessary to the overall melodic or harmonic line, but serve to decorate or "ornament" that line
Type borders, flowers, rules used to "decorate" areas of type
One or more notes added as an embellishment to a melody, by the performer or the composer Also used as a verb, as in to ornament a melody
To adorn; to deck; to embellish; to beautify; as, to ornament a room, or a city
Any type of grace note or other effect used to add interest to a melody Also Decoration
make more attractive by adding ornament, colour, etc ; "Decorate the room for the party"; "beautify yourself for the special day"
{i} decoration, embellishment, that which adorns
be an ornament to; "stars ornamented the Christmas tree
architectural or painterly decoration, as opposed to structural elements: urns, statuary, and friezes might ornament a building, while dress and jewelry might ornament a figure in a portrait
A melodic embellishment, either written or improvised Types of ornaments included trills, turns, mordents, and grace notes
Decorations and patterns on a building or a piece of furniture can be referred to as ornament. walls of glass overlaid with ornament. be ornamented with sth to be decorated with something
An embellishment to a pre-existing melodic line, generally consisting of a single note, or small group of notes At various times musical history the use of ornaments has been left up to the discretion of the performer, indicated either by a system of symbolic shorthand, or written out as notes
TR>
süs
{s} ornamental

Sami bought some ornamental plants. - Sami bazı süs bitkileri satın aldı.

Sami planted some ornamental plants. - Sami bazı süs bitkileri dikti.

süs
ornament

Proverbs are an ornamentation of speech. - Atasözleri konuşmanın bir süsüdür.

Some of the students decorated the classroom with Christmas ornaments. - Öğrencilerden bazıları sınıfı yılbaşı süsleri ile süsledi.

süs
garnish

Borscht is often garnished with dill and sour cream. - Pancar çorbası genellikle dereotu ve ekşi krema ile süslenir.

süsü takınmak
ruffle
süsü vermek
to act as if one is (something one is not): Kendine çok tecrübeli bir doktor süsü veriyor. He's acting as if he were a very experienced doctor
kenar süsü
border

Put a blue border around this picture. - Bu resmin etrafına mavi bir kenar süsü koyun.

kenar süsü
binding
kenar süsü
(Teknik,Tekstil) hemstitch
kenar süsü
terminal
süs
(üniforma) facings
süs
decor

The church is decorated with flowers for the wedding. - Nikah için kilise çiçeklerle süslendi.

She decorated the wall with pictures. - Duvarı resimlerle süsledi.

yaprak süsü
(Mimarlık) foliation
yaprak süsü
(Mimarlık) foliage
süs
fallal
süs
embellishment

I told her the truth. I just added a few embellishments. - Ona gerçeği söyledim. Sadece birkaç süslemeler ekledim.

süs
decoration

I like Christmas decorations. - Ben Noel süslerini severim.

Tom told Mary that she put up her Christmas decorations too early. - Tom, Mary'e onun Noel süslemelerini çok erken koyduğunu söyledi.

süs
flamboyancy
süs
gaud
süs
falderal
... süsü vermek
to pose as, to pretend to, to pass oneself off as
balıkçı gemisi süsü verilmiş savaş gemisi
Q ship
balıkçı gemisi süsü verilmiş savaş gemisi
Q boat
beş dilimli yapı süsü
cinquefoil
boncuklu kenar süsü
beading
boncuklu kenar süsü yapmak
bead
burma süsü
guilloche
cinayet süsü vermek
make it look like a murder
dantel süsü
(Teknik,Tekstil) ruche
dantel süsü
ruching
duvar süsü
frieze
elbise süsü
passementerie
gemi başı süsü
figurehead
hurma yaprağı süsü
honeysuckle ornament
hurma yaprağı süsü
palmette
intihar süsü vermek
make it look like a suicide
kaza süsü vermek
make it look like an accident
kenar süsü
edging
kenar süsü
purfling
kenar süsü
fret, hemstitch
kitap süsü
vignette
orta süsü
centre piece [Brit.]
resmi elbise süsü kürk
minever
resmi elbise süsü kürk
miniver
süs
adornment
süs
embroidery
süs
frill
süs
flower

They adorned the room with flowers. - Onlar odayı çiçeklerle süslemişler.

The church is decorated with flowers for the wedding. - Nikah için kilise çiçeklerle süslendi.

süs
enrichment
süs
setout
süs
apparel
süs
fancy

You don't need to wear anything fancy. - Süslü bir şey giymene gerek yok.

Tom took Mary to a fancy restaurant on their anniversary. - Tom evlilik yıl dönümlerinde Mary'yi süslü bir restorana götürdü.

süs
ornamentation

Proverbs are an ornamentation of speech. - Atasözleri konuşmanın bir süsüdür.

süs
encrustation
süs
finery
süs
flamboyance
süs
ornament, adornment, decoration, trimming
süs
(an) ornament, (a) decoration
süs
falbala
süs
ornamental display
süs
garniture
süs
garnishment
süs
frippery
süs
get up
süs
attire
süs
make up
süs
flourish
süs
{i} scrimshaw
süs
flamboyant

She wears flamboyant clothes to draw attention. - O, dikkat çekmek için süslü giysiler giyer.

süs
soap
süs
embellish

I told her the truth. I just added a few embellishments. - Ona gerçeği söyledim. Sadece birkaç süslemeler ekledim.

süs
fandangle
süs
{i} setoff
süs
{i} trimming
süs
tracery
süs
plumage
süs
{i} trim
tavan süsü
coffer
yaprak süsü
foliage, foliation
yazı süsü
quirk
yelpaze şeklinde kemer süsü
fan tracery
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение süsü в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Süs
ziver
Süs
cıcık
Süs
süs püs
Süs
bezek
Süs
(Hukuk) TEZYİN
Süs
bezen
Süs
piraye
süs
Süsleme veya süslenme işi
süs
Anlamı zenginleştiren edebiyat sanatı
süs
Güzellik veren, güzelleştiren şey
süs
Süslemeye, süslenmeye yarayan şey, bezek
süs
Cumhuriyetin ilk haftalık kadın ve edebiyat dergisi
süs
Güzellik veren, güzelleştiren şey: "Kitabı bir süs kabul etmek, kültür görgüsüzlüğünün en somut örneğini oluşturur."- T. Dursun K. Anlamı zenginleştiren edebiyat sanatı
süs
(Osmanlı Dönemi) zinet
Английский Язык - Турецкий язык

Определение süsü в Английский Язык Турецкий язык словарь

doğum günü süsü
birthday ornament

Bugün doğum günü süsü almaya gideceğiz.

süsü
Избранное