Tom thought he could reach the airport on time if he drove a little over the speed limit.
- Tom birazcık hız limitinin üzerinde sürerse vaktinde havaalanına yetişebileceğini düşündü.
Ambition drove him to murder.
- Hırs onu cinayete sürükledi.
He was exiled from his country.
- O, ülkesinden sürgün edildi.
Santa Ana was living in exile in Cuba.
- Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
Do you know how to drive a car?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
My little son can drive a car.
- Küçük oğlum araba sürebiliyor.
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
Have you ever driven a sports car?
- Hiç spor araba sürdün mü?
She has never been in a car driven by him.
- O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
We banished him from the country.
- Biz onu ülkeden sürdük.
Tom was banished from the town.
- Tom kasabadan sürüldü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.