Jim is learning how to drive a car.
- Jim araba sürmeyi öğreniyor.
She is going to learn how to drive.
- O, araba sürmeyi öğrenecek.
He is good at driving.
- O, araba sürmede iyidir.
Driving through that snowstorm was a nightmare.
- O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
Tom drives a truck for a living.
- Tom geçimini sağlamak için bir kamyon sürmektedir.
Take care! It's dangerous to drive drunk.
- Dikkat edin! Sarhoşken araba sürmek tehlikelidir.
Mary wants to lead a life worth living.
- Mary yaşamaya değer bir hayat sürmek istiyor.
I don't want to lead a dog's life any more.
- Artık mutsuz bir hayat sürmek istemiyorum.
Tom has been convicted of drunken driving twice in the last four years.
- Tom son dört yılda iki kez alkollü araba sürmekten mahkûm edildi.
Driving through that snowstorm was a nightmare.
- O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
Driving through that snowstorm was a nightmare.
- O kar fırtınasında araba sürmek bir kabustu.
He drove the truck to Dallas.
- O, kamyonu Dallas'a sürdü.
Tom drove Mary's car to Boston.
- Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.
He was exiled from his own country.
- Kendi ülkesinden sürgün edildi.
Napoleon was exiled to St. Helena.
- Napolyon, St. Helena'ya sürüldü.
The rain lasted five days.
- Yağmur beş gün sürdü.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
You'll be able to drive a car in a few days.
- Birkaç gün içinde araba sürebileceksin.
Do you know how to drive?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
Tom shouldn't have driven Mary's car.
- Tom Mary'nin arabasını sürmemeliydi.
Have you ever driven a sports car?
- Hiç spor araba sürdün mü?
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
We banished him from the country.
- Biz onu ülkeden sürdük.
The ruler was overthrown and banished from the country.
- Yönetici devrildi ve ülkeden sürüldü.
Layla wanted to live a good life.
- Leyla iyi bir yaşam sürmek istiyordu.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.