I will stay here for a short period.
- Burada kısa bir süre için kalacağım.
The union went out on a strike for an indefinite period.
- Sendika belirsiz bir süre için greve gitti.
They have lived here for a long time.
- Onlar uzun süredir burada yaşıyor.
How much time does she need to translate this book?
- Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var?
What is the average life span in Japan?
- Japonya'da ortalama yaşam süresi nedir?
Tom has a short attention span.
- Tom'un kısa bir dikkat süresi var.
I have been on friendly terms with him for more than twenty years.
- Onunla yirmi yıldan daha fazla süredir samimiyim.
I suppose it's different when you think about it over the long term.
- Sanırım onun hakkında uzun süre düşündüğünde o farklıdır.
Keep distance from trucks and other vehicles when driving.
- Araba sürerken kamyonlardan ve diğer araçlardan uzak durun.
She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.
- O belirsiz bir süre için bir akıl hastanesine gönderildi.
Dan dated Linda for a very short period of time.
- Dan çok kısa bir süre için Linda'yla flört etti.
She soon adjusted herself to village life.
- Kısa sürede kendini köy hayatına alıştırdı.
She soon adjusted to his way of life.
- Kısa sürede yaşam tarzına alıştı.
Tom has made steady progress.
- Tom sürekli ilerleme kaydetti.
Great successes are due to constant efforts.
- Büyük başarılar sürekli çabalar nedeniyledir.
Applications are due by Monday.
- Başvurular için süre sonu pazartesi.
They went skiing during their date.
- Onlar buluşmaları süresince kayak yapmaya gittiler.
Prices have risen steadily during the past decade.
- Fiyatlar son on yıl boyunca sürekli arttı.
I want to leave these packages for a while.
- Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
I've been in China for less than a month.
- Bir aydan kısa bir süredir Çin'de bulunuyorum.
She pondered the question for a while.
- Soruyu bir süre düşünüp taşındı.
It's so muggy; I think it will thunder in a short while.
- Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
Air atoms and molecules are constantly escaping to space from the exosphere.
- Hava atomları ve molekülleri sürekli egzosferden uzaya kaçmaktadır.
Dr. Valeri Polyakov, a Russian cosmonaut, was in space from January 8, 1994 to March 1995. He holds the record for the longest continuous stay in space.
- Dr. Valeri 8 ocak 1994 ten Mart 1995 e kadar uzayda kalan bir Rus kozmonottur. Uzayda en uzun süre kalma rekorunu elinde bulunduruyor.
In the meantime you can just put on a sweater if you're cold.
- Bu süre zarfında eğer üşüyorsan sadece bir kazak giy.
The natives were tormented by a long spell of dry weather.
- Yerlilere uzun süre kurak havayla işkence yapıldı.
My season ticket expires on March 31.
- Benim sezon biletimin süresi 31 Martta doluyor.
The length of our stay there will be one week.
- Bizim orada kalma süremiz bir hafta olacak.
How long does Tony run every day?
- Tony her gün ne kadar süre çalışır?
How long can we survive in here before we run out of air?
- Havayı bitirmeden önce ne kadar süre burada yaşayabiliriz?
A bout lasts about five minutes.
- Bir nöbet yaklaşık beş dakika sürer.