Then I was forced to rest; and, sitting down on the ground, saw that the glimmering streak of light had faded, and that the awful blackness of the previous night was creeping up again.
How many sheep are there in this flock?
- Bu sürüde kaç tane koyun var?
The shepherd is tending his flock.
- Çoban sürüsünü otlatıyor.
Tom got into the driver's seat and drove off.
- Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
That was the first time I drove a car.
- O benim ilk araba sürüşümdü.
A herd of friesian cattle graze in a field in British countryside.
- Siyah alaca sığır sürüsü İngiliz kırsalında bir tarlada otlar.
Wolves travel in packs, but eagles fly alone.
- Kurtlar sürüyle gezer ama kartallar yalnız uçar.
Wolves travel in packs.
- Kurtlar sürüler halinde dolaşırlar.
A swarm of wasps attacked the children.
- Bir eşekarısı sürüsü çocuklara saldırdı.
A swarm of hornets attacked the children.
- Bir eşek arısı sürüsü çocuklara saldırdı.
I watch a lot of gangster movies.
- Bir sürü gangster filmi izliyorum.
There was a crowd of students waiting in front of the library.
- Kütüphanenin önünde bekleyen bir sürü öğrenci vardı.
I have lots of rubber bands.
- Bir sürü paket lastiğim var.
There were a lot of great bands at the festival.
- Festivalde bir sürü büyük gruplar vardı.
How long is the flight from Tokyo to Hawaii?
- Tokyo'dan Hawai'ye uçuş ne kadar sürüyor?
How long is the flight?
- Uçuş ne kadar sürüyor?
This game has you battle against hordes of evil stoats.
- Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.
I have a ton of things to do.
- Yapacak bir sürü işim var.
Tom is in a ton of trouble.
- Tom bir sürü sorun içinde.
Tom caught a glimpse of the driver as the train raced past.
- Tren geçerken Tom sürücünün bir anlık bakışını yakaladı.
As the train went by, Tom caught a glimpse of the driver.
- Tren geçerken, Tom sürücünün bir bakışını yakaladı.
In April we have a lot of school events.
- Nisanda bir sürü okul etkinliklerimiz var.
Tom had a lot of problems at the school.
- Tom'un okulda bir sürü sorunları vardı.
The clouds scudded across the sky.
- Bulutlar gökyüzünde rüzgarla sürüklendi.
There are lots of clouds in the sky today.
- Bugün gökyüzünde bir sürü bulut var.
The exhibit runs through October 20th.
- Sergi 20 Ekim'e kadar sürüyor.
When I got to the office, I had tons of work waiting for me. I was running around like a chicken with its head cut off.
- Ofise vardığımda, beni bekleyen bir sürü işim vardı. Kafası kesilmiş bir tavuk gibi oradan oraya koşuşturuyordum.