süründürme

listen to the pronunciation of süründürme
Турецкий язык - Английский Язык

Определение süründürme в Турецкий язык Английский Язык словарь

sürün
{f} crept

The cat crept under the hedge. - Kedi çitin altında süründü.

We crept toward the enemy. - Biz düşmana doğru süründük.

sürün
{f} creep

Hey, it's about time you quit it with the panty jokes. You'll put off the readers, you creeper! - Hey, külotlu şakalardan vazgeçmenin zamanı geldi.Okuyucuları soğutacaksın,seni sürüngen.

sürün
{f} crawl

As soon as Jim got home, he crawled into bed. - Jim eve varır varmaz, o, sürünerek yatağa gitti.

I felt something crawling up my arm. - Kolumda sürünen bir şey hissettim.

süründürmek
beggar
süründürmek
to make crawl; to lead sb a dog's life
süründürmek
to make life miserable for (someone), drive (someone) from pillar to post; to cause (someone) to come down in the world
süründürmek
needlessly to put off completing (a job); needlessly to protract (a job)
Турецкий язык - Турецкий язык
Süründürmek işi
süründürmek
Sürünmek işini yaptırmak, sürünmesine sebep olmak
süründürmek
Sürünme işini yaptırmak, sürünmesine sebep olmak
süründürmek
Güçlük ve sıkıntıya uğratmak
süründürme
Избранное