Tom drove Mary's car to Boston.
- Tom Mary'nin arabasını Boston'a sürdü.
He drove the truck to Dallas.
- O, kamyonu Dallas'a sürdü.
Santa Ana was living in exile in Cuba.
- Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu.
Most of the exiles were killed or captured.
- Sürgünlerin çoğu öldürüldü veya esir alındı .
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.
The rain lasted a week.
- Yağmur bir hafta sürdü.
Do you know how to drive?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
My little son can drive a car.
- Küçük oğlum araba sürebiliyor.
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
They had driven wagons.
- Vagonları onlar sürmüştü.
She has never been in a car driven by him.
- O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
He was banished to an island for high treason.
- O vatana ihanet için bir adaya sürüldü.
Tom was banished from the town.
- Tom kasabadan sürüldü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.