sürüşü

listen to the pronunciation of sürüşü
Турецкий язык - Английский Язык

Определение sürüşü в Турецкий язык Английский Язык словарь

sür
{f} drove

He drove the truck to Dallas. - O, kamyonu Dallas'a sürdü.

Ambition drove him to murder. - Hırs onu cinayete sürükledi.

sür
{f} exile

He was exiled from his own country. - Kendi ülkesinden sürgün edildi.

He was exiled from his country. - O, ülkesinden sürgün edildi.

sür
{f} smeared
sür
{f} tilled
sür
{f} last

I had my driver's license renewed last month. - Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.

The rain lasted a week. - Yağmur bir hafta sürdü.

sür
impel
sür
{f} drive

Do you know how to drive? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

Do you know how to drive a car? - Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

sür
{f} lasting

The war lasting for years impoverished the country. - Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.

sür
driven

She has never been in a car driven by him. - O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.

They had driven wagons. - Vagonları onlar sürmüştü.

sür
deport

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

sür
banish

We banished him from the country. - Biz onu ülkeden sürdük.

Napoleon was banished to Elba in 1814. - Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.

sür
deported

Neither Tom nor Mary has been deported. - Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.

deneme sürüşü
test drive
deneme sürüşü yapmak
test drive
sür
expatriate
sür
{f} smear
test sürüşü
(Otomotiv) test drive
üstün özellik sürüşü
performance driving
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение sürüşü в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Sür
(Osmanlı Dönemi) REM
Sür
(Osmanlı Dönemi) GELE
sürüşü
Избранное