He drove the truck to Dallas.
- O, kamyonu Dallas'a sürdü.
Ambition drove him to murder.
- Hırs onu cinayete sürükledi.
He was exiled from his own country.
- Kendi ülkesinden sürgün edildi.
He was exiled from his country.
- O, ülkesinden sürgün edildi.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
The rain lasted a week.
- Yağmur bir hafta sürdü.
Do you know how to drive?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
Do you know how to drive a car?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
The war lasting for years impoverished the country.
- Yıllar süren savaş ülkeyi fakirleştirdi.
She has never been in a car driven by him.
- O, onun tarafından sürülen bir arabada asla bulunmadı.
They had driven wagons.
- Vagonları onlar sürmüştü.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.
We banished him from the country.
- Biz onu ülkeden sürdük.
Napoleon was banished to Elba in 1814.
- Napolyon 1814'te Elba adasına sürgün edildi.
Neither Tom nor Mary has been deported.
- Ne Tom ne de Mary sürgün edildi.