Tomorrow is not promised.
- Yarın söz verilmiş değil.
He promised to meet her at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
She promised to meet him at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
Mr Smith has not turned up yet though he promised to come.
- Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.
He promised to meet him at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
He's promising us nothing.
- O bize hiçbir şey için söz vermiyor.
What are you promising me?
- Bana ne söz veriyorsun?