söyleyerek

listen to the pronunciation of söyleyerek
Турецкий язык - Английский Язык
singing

He makes his living by singing. - O, şarkı söyleyerek geçimini sağlıyor.

The girls came singing toward the crowd. - Kızlar kalabalığa doğru şarkı söyleyerek geldi.

saying

You are making me sweat saying a thing like that. - Öyle bir şey söyleyerek beni terletiyorsun.

Jack wanted Mary to kill Tom with her own hands, but Mary objected saying she was not ready yet. - Jack, Mary'nin Tom'u kendi elleriyle öldürmesini istedi ama Mary henüz hazır olmadığını söyleyerek itiraz etti.

söyleyerek yazdırmak
dictate
söyle
{f} said

What he said is true. - Onun söylediği doğru.

You didn't do a very good job, I said. - Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.

söyle
spit it out !
söyle
told

Don't forget what I told you. - Sana söylediklerimi unutma.

My father told me not to read a book in my bed. - Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.

yalan söyleyerek
lying
söyle
told to
söyle
say

Say it in another way. - Onu başka bir şekilde söyle.

I've got nothing to say to him. - Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.

söyle
confide

This is confidential, I can only tell him personally. - Bu gizli, sadece ona kişisel olarak söyleyebilirim.

Tom said I looked confident. - Tom kendimden emin göründüğümü söyledi.

söyle
tell

Can you please tell me what time the train leaves? - Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?

Could you please tell me why you love her? - Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?

söyle
{f} saying

He received a telegram saying that his mother had died. - O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.

He sent me a letter saying that he'd arrive at ten tomorrow morning. - O bana yarın sabah onda varacağını söyleyen bir mektup gönderdi.

söyle
dictate
söyle
mouth

If you don't have anything nice to say, keep your mouth shut. - Söyleyecek güzel bir şeyin yoksa ağzını kapalı tut.

Tom kept his mouth shut and didn't tell anyone what had happened. - Tom ağzını kapalı tuttu ve ne olduğunu kimseye söylemedi.

söyle
apprise
söyle
told#to
söyle
spit it out
söyle
toldto
sırrı söyleyerek rahatlamak
unburden oneself of a secret
tersini söyleyerek alay etme
irony
Турецкий язык - Турецкий язык
diye diye