You didn't do a very good job, I said.
- Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
It doesn't matter what he said.
- Söylediği şeyin hiçbir önemi yok.
My father told me not to read a book in my bed.
- Babam yatakta kitap okumamamı söyledi.
Don't forget what I told you.
- Sana söylediklerimi unutma.
Some doctors say something to please their patients.
- Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.
Please say it in English.
- Lütfen onu İngilizce olarak söyle.
I'm confident that Tom will do what he says he'll do.
- Tom'un yapacağını söylediği şeyi yapacağına eminim.
This is confidential, I can only tell him personally.
- Bu gizli, sadece ona kişisel olarak söyleyebilirim.
Tell me which of the two cameras is the better one.
- İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.
Could you please tell me why you love her?
- Onu neden sevdiğini lütfen bana söyler misin?
He began by saying that he would not speak very long.
- O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.
It goes without saying that honesty is the key to success.
- Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer
Tom opened his mouth to say something, but Mary interrupted him.
- Tom bir şey söylemek için ağzını açtı ama Mary sözünü kesti.
He opened his mouth as if to speak, but didn't say anything.
- Konuşacakmış gibi ağzını açtı ama hiçbir şey söylemedi.