Fadil and Layla wanted to extinguish the smoldering fire in their relationship.
- Fadıl ve Leyla, ilişkilerinde yanan ateşi söndürmek istiyorlardı.
They worked together to extinguish the fire.
- Onlar yanını söndürmek için birlikte çalıştılar.
It took a long time to put out the fire.
- Yangını söndürmek uzun bir süre aldı.
They worked together to put out the fire.
- Yangını söndürmek için birlikte çalıştılar.
They had to call the firefighters to put out the flames.
- Onlar alevleri söndürmek için itfaiye çağırmak zorunda kaldı.
I have to put the fire out.
- Ateşi söndürmek zorundayım.