ruling, determination

listen to the pronunciation of ruling, determination
Английский Язык - Турецкий язык

Определение ruling, determination в Английский Язык Турецкий язык словарь

decision
karar

Bu karar onun gelecekteki mesleğini belirtecektir.. - This decision will reflect on his future career.

Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı. - He explained later how he made this decision.

decision
karar almak

Bazen çabuk karar almak önemlidir. - Sometimes it is important to take a decision quickly.

Bir karar almak zorundayız. - We have to make a decision.

decision
(Askeri) HÜKÜM; İLAM; KARAR: Bir askeri mahkemenin, herhangi bir hususta verdiği hüküm
decision
come to veya make a decision karar vermek
decision
{i} kararlılık
decision
kararlılık/karar
decision
sebat tereddütsüzlük
decision
ilâm
decision
yargı

Birçok kişi yargıcın kararı ile aynı fikirde değildi. - Many people disagreed with the judge's decision.

Arkadaşlarımın kararlarını yargılamamaya çalışırım. - I try not to judge my friends' decisions.

decision
{i} sonuç

Maria sonuçları unutarak her zaman aceleci kararlar veriyor. - Maria is always making hasty decisions, forgetting about the consequences.

Bu kararın geniş ve ciddi sonuçları olacaktır. - That decision will have wide and serious consequences.

decision
{i} hüküm

Öğrenciler hükümetin kararına karşı protesto yapıyorlar. - Students have been protesting against the government's decision.

Hükümetin kararı üzerine büyüyen öfke var. - There's growing anger over the government's decision.

Английский Язык - Английский Язык
{i} decision
ruling, determination
Избранное