She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood.
- O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.
Tom was tired and in a bad mood.
- Tom yorgun ve kötü bir ruh hali içindeydi.
Tom has a bad temper.
- Tom'un kötü bir ruh hali var.
He is in good temper.
- O, iyi bir ruh hali içinde.
This is a dangerous state of mind for a man to be in.
- Bu, içinde bulunacak bir adam için tehlikeli bir ruh halidir.
Tom expected Mary to be in good spirits.
- Thomas Mary'nin iyi ruh hali içinde olmasını bekledi.
He was in good spirits.
- O iyi bir ruh hali içerisindeydi.
For all their serious wounds, all of them were in good spirits.
- Ciddi yaralarına rağmen onların hepsi iyi ruh hali içindeydi.
He was in good spirits.
- O iyi bir ruh hali içerisindeydi.