Tom şımarık bir çocuk.
- Tom is a spoiled child.
Tom şımarık küçük bir çocuk.
- Tom is a spoiled little brat.
Tom biraz bozulmuş yiyecek yedi ve hastalandı.
- Tom ate some spoiled food and became sick.
Dikkatsizliği ile işini bozdu.
- She has spoiled her work by being careless.
Şımarık bir velet gibi davranıyorsun.
- You're behaving like a spoilt brat.
Tom biraz bozulmuş yiyecek yedi ve hastalandı.
- Tom ate some spoiled food and became sick.