Tom onun gülünç olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks that's ridiculous.
Kendimi Breaking Bad'in sonunun gülünç bir şekilde aceleye getirildiğini düşünmekten alıkoyamıyorum - yine de çok güzel bir dizi ama daha iyi olabilirdi.
- I can't help but feel like the ending of Breaking Bad was ridiculously rushed, still an amazing show but it could've been better.
Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
- It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
O ne saçma bir fikir!
- What a ridiculous opinion that is!
Muhtemelen komik görünüyorum.
- I probably sound ridiculous.
O şimdiye kadar duyduğun en komik şey.
- That's the most ridiculous thing I've ever heard.
Fiyatlar saçma bir biçimde düşük.
- The prices are ridiculously low.
Burada fiyatlar gülünç derecede düşüktür.
- The prices here are ridiculously low.
Kendimi Breaking Bad'in sonunun gülünç bir şekilde aceleye getirildiğini düşünmekten alıkoyamıyorum - yine de çok güzel bir dizi ama daha iyi olabilirdi.
- I can't help but feel like the ending of Breaking Bad was ridiculously rushed, still an amazing show but it could've been better.
Adam's hair is ridiculous.
... The most ridiculous rumor, I mean I hear things ...
... a USB host, the OS also supports a ridiculous number of USB input devices as well, keyboards, ...