Tom'un kırık bir kaburgası var.
- Tom has a broken rib.
O, kaburgalarıma dirsek vurdu.
- He elbowed me in the ribs.
Tom biraz mangalda kaburga yedi.
- Tom ate some barbecued ribs.
Tom çatıdan düştü ve üç kaburgasını kırdı.
- Tom fell off the roof and broke three ribs.