Mükâfatlandırılacaksınız.
- You will be rewarded.
İyi kotarılmış bir şeyin mükâfatı onu yapmış olmaktır.
- The reward of a thing well done is to have done it.
İyi kotarılmış bir şeyin mükâfatı onu yapmış olmaktır.
- The reward of a thing well done is to have done it.
Fazilet onun kendi mükafatıdır.
- Virtue is its own reward.
Tom bir ödülü hak ediyor.
- Tom deserves a reward.
Çabanız uzun vadede ödüllendirilecektir.
- Your effort will be rewarded in the long run.
Kendinizi ödüllendirmeyi deneyin ve ödül için başkalarına güvenmeyi denemeyin.
- Try rewarding yourself and not relying on others for reward.
Cömertçe ödüllendirileceksin.
- You will be rewarded handsomely.
Tom'un çabaları ödüllendirildi.
- Tom's efforts were rewarded.
Kendinizi ödüllendirmeyi deneyin ve ödül için başkalarına güvenmeyi denemeyin.
- Try rewarding yourself and not relying on others for reward.
Kendinizi ödüllendirmeyi deneyin ve ödül için başkalarına güvenmeyi denemeyin.
- Try rewarding yourself and not relying on others for reward.
Onu çok ödüllendirici buldum.
- I found that very rewarding.
Yaşamımın en değerli deneyimlerinden biriydi.
- It was one of the most rewarding experiences of my life.
Let us pray for our departed sister, who has gone to her just reward.
O çok faydalı bir deneyimdi.
- It was a very rewarding experience.
Onu çok faydalı buldum.
- I found that very rewarding.
Is this the reward I get for telling the truth: to be put in jail?.
And there syr Marhaus dyd so nobly that he was renomed, & had somtyme doune fourty knyghtes, and soo the serklet of gold was rewarded hym.
For catching the thief, you'll get a nice reward.
Why are you rewarding the child for misbehaving?.
The rewards for bringing in badly wanted criminals are printed on 'dead or alive' posters.
Decorations are meant to reward the most meritous acts and services.
... going to reward good performance, and we're not gonna continue to put money, good money ...
... They reward a certain kind of serendipity, ...