Sana güvenmek istiyorum.
- I'd like to confide in you.
Ona sır vermek için erkek kardeşine yeterince güvenmiyordu.
- He didn't trust his brother enough to confide in him.
Onu sana sır olarak söyledim, öyleyse niçin Jane'e ondan bahsettin?
- I told you that in confidence, so why did you tell Jane about it?
O bana alenen bir şey söylemedi ama sır olarak o bana evleneceğini söyledi.
- He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married.