O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
- He left the Mexican capital to return to Texas.
Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
- The president was forced to return to Washington.
Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
- In order to return to our era, what should we do?
İşe geri dönmek istiyorum.
- I want to return to work.
Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
- The boy's plan was to study medicine and return to Saint Croix as a doctor.
Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
- The president was forced to return to Washington.
Bir hafta içinde eve dönmek zorundayım.
- I must return home within a week.
O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
- He left the Mexican capital to return to Texas.
Tom gömleği iade etti çünkü çok küçüktü.
- Tom returned the shirt because it was too small.
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
Kitabı bugün kütüphaneye iade etmek zorundayım.
- I have to return this book to the library today.
Bunu iade etmek istiyorum.
- I'd like to return this.
İşe geri dönmek istiyorum.
- I want to return to work.
Onun tek isteği, geri dönmek ve tek kızını son bir kez görmekti.
- Her one wish was to return and see her only daughter one last time.
Tom kaybettiği köpeğinin getirilmesi için bir ödül önerdi.
- Tom offered a reward for the return of his lost dog.
Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.
- A person will have the face of an angel when borrowing something, but the face of the devil when returning it.
Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.
- My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad.
Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
- There is no returning to our younger days.
Dave asla tekrar okula geri dönmedi.
- Dave never returned to school again.
1900 yılında İngiltere'den ayrıldı, asla geri dönmedi.
- In 1900 he left England, never to return.
Japonya'ya geri dönüş biletin var mı?
- Do you have a return ticket to Japan?
Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.
- There is no returning to our younger days.
Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.
- In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.
Onun yardımı karşılığında ona bir içki ısmarladım.
- I bought him a drink in return for his help.
Semptomlar geri gelmedi.
- The symptoms haven't returned.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
Osaka'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Osaka.
Tokyo'ya bir gidiş dönüş biletim var.
- I have a return ticket to Tokyo.
Dün yeşil bir kanepe aldım, ama kapıdan sığdıramadım, bu yüzden geri iade etmek zorunda kaldım.
- I bought a green couch yesterday, but I couldn't fit it through the door, so I had to return it.
Sen dönene kadar burada olacağım.
- I will be here until you return.
Ben dönene kadar burada kal.
- Stay here till I return.
Sami saat 18'den hemen önce eve döndü.
- Sami returned home just before 6 pm.
Hemen gemiye geri dön.
- Return to the ship at once.
Su her şeyin anasıdır; her şey sudan gelir, ve suya döner.
- Water is the principle of all things; all comes from water, and to water all returns.
Tom yıllardır vergi beyannamesi vermemiş.
- Tom hasn't filed a tax return in years.
O çağrılarımı yanıtlamadı.
- She didn't return my calls.
Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
- After a long absence, she returned home.
Ne zaman geri döneceksin?
- When will you return?
Ne zaman arabayı geri vermek zorundayım?
- When do I have to return the car?
Tom ödünç aldığı kitabı getirmek için geldi.
- Tom came to return a book he'd borrowed.
Ona bir mektup yazdım ve ona eve erken dönmesini rica ettim.
- I wrote him a letter and asked him to return home soon.
Tom Mary'nin sağ salim dönmesi için dua etti.
- Tom prayed for Mary's safe return.
Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
- I only wish I could return the favor.
Tom karşılık olarak ne istiyor.
- What does Tom want in return?
Ne zaman arabayı geri vermek zorundayım?
- When do I have to return the car?
Ödünç al ve geri ver, sonra tekrar ödünç alabilirsin.Ödünç al ve geri verme ve sonra ödünç alma zorlaşır.
- Borrow and return, then you can borrow again. Borrow and don't return, and then the borrowing gets difficult.
Uzun bir yokluktan sonra eve geri döndü.
- After a long absence, she returned home.
O, 1941'de, savaş patlak verdiğinde Avrupa'dan evine döndü.
- He returned home from Europe in 1941, when the war broke out.
O onun aşkını geri çevirmedi.
- He did not return her love.
This function returns the number of files in the directory.
Whan Kyng Marke harde hym sey that worde, he returned his horse and abode by hym.
The player couldn't return the serve because it was so fast.
Hand in your return by the end of the tax year.
If one players plays a trump, the others must return a trump.
Do you want a one-way or return?.
It yielded a return of 5%.
Although the birds fly north for the summer, they return here in winter.
I suppose here is none woll be glad to returne – and as for me,’ seyde Sir Cador, ‘I had lever dye this day that onys to turne my bak.’.
You should return the library book within one month.
I expect the house to be spotless upon my return..
... return to being better educated is far greater than it was even a generation ago. Look ...
... I fear a return to the policies of those years should you win this election. What is the ...