resulting from the actions of parties

listen to the pronunciation of resulting from the actions of parties
Английский Язык - Турецкий язык

Определение resulting from the actions of parties в Английский Язык Турецкий язык словарь

in fact
doğrusu

Doğrusu, seni burada görmek büyük bir sürpriz. - In fact, it's a great surprise to see you here.

in fact
aslında

Dört yaşındaki Amerikalı turist, aslında, Sichuan eyaletinin ünlü mayhoş mutfağına rağmen tamamen baharatlı sığır etinden yapılmamış olduğunu farkettiği için hayal kırıklığına uğradı. - A four-year-old American tourist was disappointed to realize that, in fact, the Sichuan province is not entirely made of spicy beef, in spite of its famously piquant cuisine.

Aslında Marie Curie Fransız değil, Polonyalıdır. - In fact, Marie Curie is Polish, not French.

in fact
(deyim,Kanun) hakikaten
in fact
hatta
in fact
aslına bakılırsa
in fact
aslına bakarsak
in fact
(deyim) sahiden
in fact
gerçekten

Gerçekten, o kiliseye gitmedi. - In fact, he didn't go to the church.

Çocukken, Mary özellikle palyaçolar ve maymunlardan nefret ediyordu. Bu güne gelince, gerçekten, bu ,bir parça bile değişmedi. - As a child, Mary particularly hated clowns and apes. To this day, in fact, that has not changed one bit.

in fact
gerçekte

Aslında dilin kökeni hakkında birçok teori vardır, ama hiç kimse gerçekten bilmiyor. - There are lots of theories about the origins of language, but, in fact, no one really knows.

Gerçekten ondan hoşlanmıyorum, aslında, ondan nefret ediyorum. - I don't really like him, in fact, I hate him.

in fact
Aslında; haddi zatında: "He iş, in fact, ninety five. - Aslınde doksan beş yaşında."
in fact
adeta
Английский Язык - Английский Язык
in fact
resulting from the actions of parties

    Турецкое произношение

    rizʌltîng fırm dhi äkşınz ıv pärtiz

    Произношение

    /rēˈzəltəɴɢ fərm ᴛʜē ˈaksʜənz əv ˈpärtēz/ /riːˈzʌltɪŋ fɜrm ðiː ˈækʃənz əv ˈpɑːrtiːz/
Избранное