Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

result; discovery, something found; verdict, judgment, sentence (law)

listen to the pronunciation of result; discovery, something found; verdict, judgment, sentence (law)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение result; discovery, something found; verdict, judgment, sentence (law) в Английский Язык Турецкий язык словарь

finding
bularak
finding
kalıntı
finding
keşfedilmiş şey
finding
bulunmuş
finding
(Bilgisayar) bulunuyor
finding
(Bilgisayar) aranıyor
finding
{f} bul

İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım. - I had great difficulty in finding my ticket at the station.

Onun bürosunu bulmak kolaydı. - Finding her office was easy.

finding
{i} bulgu

Çoğu bilim adamı, onun bulgusunun birazını düşünür. - Most scientists think little of his finding.

Bu önemli bir bulgudur. - This is a significant finding.

finding
{i} keşif
finding
{i} bulunmuş/keşfedilmiş şey
finding
{i} bulma

Onun bürosunu bulmak kolaydı. - Finding his office was easy.

Onun iş bulma şansı yoktu. - He had no luck in finding work.

finding
{i} karar

Hangisini alacağıma karar vermeyi zor buluyorum. - I'm finding it difficult deciding on which one to buy.

Hangisini alacağımıza karar vermeyi zor buluyoruz. - We're finding it difficult deciding on which one to buy.

finding
{i} huk. (jürinin verdiği) karar
finding
{i} sonuç
finding
{i} buluş
Английский Язык - Английский Язык
{i} finding