There's no need for you to prepare a formal speech.
- Resmî bir konuşma hazırlamana gerek yoktur.
You don't have to be so formal.
- Çok resmî olmak zorunda değilsin.
He could not sign official papers.
- Resmî evrakları imzalayamadı.
Thai is the official language in Thailand.
- Tayca, Tayland'ın resmi dilidir.
This book gives a good picture of life in America during the Civil War.
- Bu kitap, İç Savaş sırasında Amerika'daki yaşamın iyi bir resmini verir.
The Head of State is here on an official visit.
- Devlet Başkanı burada resmi bir ziyarette.
The president of Tanzania was on a state visit to Finland in 1998 together with his wife.
- Tanzanya Cumhurbaşkanı, karısıyla birlikte 1998 yılında Finlandiya'ya resmi bir ziyaretteydi.