This is a picture of her own painting.
- Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
Everyone is smiling in the picture.
- Resimde herkes gülümsüyor.
This is a picture of my own painting.
- Bu kendi yaptığım bir resimdir.
He decided to go to Paris for the purpose of studying painting.
- O, resim eğitimi amacıyla Paris'e gitmeye karar verdi.
What's your favorite image editing software?
- En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?
Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
- Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
She is drawing a picture.
- O, bir resim çiziyor.
The children were all drawing pictures of animals.
- Çocukların hepsi hayvanların resimlerini çiziyorlardı.
The picture on the wall was painted by Picasso.
- Duvardaki resim, Picasso tarafından yapıldı.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
These are two pictures with a nice frame.
- Bunlar hoş çerçeveli iki resimdir.
I bought a leather frame for the picture.
- Ben resim için bir deri çerçeve satın aldım.
He brought the art of painting to perfection.
- O, resim sanatını mükemmelliğe taşıdı.
I enrolled in an art school when I was eight.
- Sekiz yaşındayken bir resim okuluna kaydoldum.
Why are these photos so important?
- Bu resimler neden bu kadar önemli?
Tom pulled several photos out of the envelope and showed them to Mary.
- Tom zarftan birkaç resim çıkardı ve onları Mary'ye gösterdi.
The book's illustrations are very good.
- Kitabın resimleri çok iyi.
I can see some intricate patterns in the picture.
- Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.
This is a picture of her own painting.
- Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
The picture on the wall was painted by Picasso.
- Duvardaki resim, Picasso tarafından yapıldı.
Everyone is smiling in the picture.
- Resimde herkes gülümsüyor.
A metaphor is a pictorial expression.
- Bir metafor resimsel bir ifadedir.
Just looking at a picture of food makes me feel nauseous.
- Sadece yiyecek resimlerine bakmak bana mide bulantısı hissettiriyor.
I never want to see his face again, so I tore all of his pictures into pieces and burned them.
- Onun yüzünü asla tekrar görmek istemiyorum bu yüzden onun bütün resimlerini yırttım ve onları yaktım.
O fotoğraflar tahrif edilmiş.
- O resimlerle oynanmış.