The picture on the wall was painted by Picasso.
- Duvardaki resim, Picasso tarafından yapıldı.
This is a picture of her own painting.
- Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
This is a picture of her own painting.
- Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
The painting is all but finished.
- Resim neredeyse bitti.
What's your favorite image editing software?
- En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?
Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
- Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
The children were all drawing pictures of animals.
- Çocukların hepsi hayvanların resimlerini çiziyorlardı.
She watched him drawing a picture.
- O, onun bir resim çizişini izledi.
This is a picture of her own painting.
- Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
These are two pictures with a nice frame.
- Bunlar hoş çerçeveli iki resimdir.
This is a picture frame made of plastic.
- Bu, plastikten yapılmış bir resim çerçevesi.
The artist always painted alone.
- Sanatçı her zaman yalnız resim yapmıştır.
I can't draw, but my sister is a great artist.
- Ben resim yapamam ama kız kardeşim büyük bir sanatçıdır.
When will you send me one of your photos?
- Ne zaman bana resimlerinden birini göndereceksin?
Why are these photos so important?
- Bu resimler neden bu kadar önemli?
The book's illustrations are very good.
- Kitabın resimleri çok iyi.
I can see some intricate patterns in the picture.
- Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.
This is a picture of her own painting.
- Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow.
- Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.
This is a picture of her own painting.
- Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.
The picture on the wall was painted by Picasso.
- Duvardaki resim, Picasso tarafından yapıldı.
A metaphor is a pictorial expression.
- Bir metafor resimsel bir ifadedir.
Just looking at a picture of food makes me feel nauseous.
- Sadece yiyecek resimlerine bakmak bana mide bulantısı hissettiriyor.
I never want to see his face again, so I tore all of his pictures into pieces and burned them.
- Onun yüzünü asla tekrar görmek istemiyorum bu yüzden onun bütün resimlerini yırttım ve onları yaktım.
O fotoğraflar tahrif edilmiş.
- O resimlerle oynanmış.