resimle

listen to the pronunciation of resimle
Турецкий язык - Английский Язык
{f} limning
limn
pictorially
resim
picture

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

Everyone is smiling in the picture. - Resimde herkes gülümsüyor.

resim
painting

This is a picture of my own painting. - Bu kendi yaptığım bir resimdir.

He decided to go to Paris for the purpose of studying painting. - O, resim eğitimi amacıyla Paris'e gitmeye karar verdi.

resimle göstermek
illustrate
resimle gösterilen
illustrated
resimle gösterme
illustrating
resimle gösterme
(Ticaret) illustration
resimle gösteren
exhibiter
resimle gösteren
exhibitant
resimle ilgili
pictorial
resim
image

What's your favorite image editing software? - En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?

Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users. - Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.

resim
picture; photograph, photo" " fotoğraf; illustration; drawing; due, tax, toll
resimlemek
{f} illustrate
resim
drawing

She is drawing a picture. - O, bir resim çiziyor.

The children were all drawing pictures of animals. - Çocukların hepsi hayvanların resimlerini çiziyorlardı.

resim
tableaux
resim
delineate
resim
(Bilgisayar) pict

The picture on the wall was painted by Picasso. - Duvardaki resim, Picasso tarafından yapıldı.

I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow. - Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.

resim
pix
resim
audio-visual
resim
frame

These are two pictures with a nice frame. - Bunlar hoş çerçeveli iki resimdir.

I bought a leather frame for the picture. - Ben resim için bir deri çerçeve satın aldım.

resim
(Bilgisayar) art

He brought the art of painting to perfection. - O, resim sanatını mükemmelliğe taşıdı.

I enrolled in an art school when I was eight. - Sekiz yaşındayken bir resim okuluna kaydoldum.

resim
representation
resim
eikon
resimlemek
limn
resim
photo

Why are these photos so important? - Bu resimler neden bu kadar önemli?

Tom pulled several photos out of the envelope and showed them to Mary. - Tom zarftan birkaç resim çıkardı ve onları Mary'ye gösterdi.

resim
illustration

The book's illustrations are very good. - Kitabın resimleri çok iyi.

resim
tablature
resim
shot
resim
pattern

I can see some intricate patterns in the picture. - Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.

resim
valentine
resimle göster
{f} illustrated
resim
pic

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow. - Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.

resim
pıcture

The picture on the wall was painted by Picasso. - Duvardaki resim, Picasso tarafından yapıldı.

Everyone is smiling in the picture. - Resimde herkes gülümsüyor.

resim
pictorial

A metaphor is a pictorial expression. - Bir metafor resimsel bir ifadedir.

daha fazla resimle açıklamak
grangerize
resim
figure
resim
likeness
resim
art of drawing or painting pictures; painting; drawing
resim
effigy
resim
picture; drawing; illustration; painting; fresco; mosaic; print; photograph
resim
fee

Just looking at a picture of food makes me feel nauseous. - Sadece yiyecek resimlerine bakmak bana mide bulantısı hissettiriyor.

resim
(a) ceremony
resim
(Hukuk) charge
resim
tax
resim
tax, duty, impost
resim
dues
resim
tableau
resim
diptych
resim
{i} piece

I never want to see his face again, so I tore all of his pictures into pieces and burned them. - Onun yüzünü asla tekrar görmek istemiyorum bu yüzden onun bütün resimlerini yırttım ve onları yaktım.

resim
model
resim
portraiture
resimlemek
to illustrate (a book)
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение resimle в Турецкий язык Турецкий язык словарь

resim
Fotoğraf

O fotoğraflar tahrif edilmiş. - O resimlerle oynanmış.

RESİM
(Osmanlı Dönemi) Bir çeşit deve yürüy
RESİM
(Hukuk) Yapılan hizmet karşılığı yalnız ilgili kişiden alınan vergi
resim
Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç: "Osmanlı Devleti'nin birçok vergi ve resimleri bu yüzden doğrudan doğruya yabancı alacaklıların cebine gider."- Y. K. Karaosmanoğlu
resim
üzerinde yapılan biçimleri: "Konulu resim parçaları kendiliğinden ve doğru olarak yan yana gelivermiş, hikâye ortaya çıkmıştı."- T. Buğra
resim
Fotoğraf: "Güzel İnebolu kızı, duvara yapıştırılan Gazi'nin resmine uzun uzun baktı."- A. Gündüz
resim
Tören
resim
Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb
resim
Bunu yapmak için gerekli yöntemleri öğreten sanat: "Türkiye'de resim bir müddetten beri soysuz bir sanat hâline gelmeye başladı."- O. S. Orhon
Resim
tasvir
Resim
(Osmanlı Dönemi) NAKŞ
Resimlemek
resimlendirmek
resim
Bunu yapmak için gerekli yöntemleri öğreten sanat
resim
Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç
resim
Bir hizmetten ya da haktan yararlanmanın karşılığı olarak alınan bedel
resim
Kimi eşyadan ve işlerden alınan vergi
resim
Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri
resimlemek
Herhangi bir konuyu resimlerle anlatmak
resimlemek
Bir yazının konusu ile ilgili resimleri o yazının uygun yerine koymak
resimle
Избранное