resi̇m

listen to the pronunciation of resi̇m
Турецкий язык - Английский Язык

Определение resi̇m в Турецкий язык Английский Язык словарь

resim
picture

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

Everyone is smiling in the picture. - Resimde herkes gülümsüyor.

resim
painting

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

The painting is all but finished. - Resim neredeyse bitti.

resim
image

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout. - Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.

resim
picture; photograph, photo" " fotoğraf; illustration; drawing; due, tax, toll
resim
drawing

She watched him drawing a picture. - O, onun bir resim çizişini izledi.

Tom is drawing a picture. - Tom bir resim çiziyor.

resim
tableaux
resim
delineate
resim
(Bilgisayar) pict

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

The picture on the wall was painted by Picasso. - Duvardaki resim, Picasso tarafından yapıldı.

resim
pix
resim
audio-visual
resim
frame

I bought a leather frame for the picture. - Ben resim için bir deri çerçeve satın aldım.

These are two pictures with a nice frame. - Bunlar hoş çerçeveli iki resimdir.

resim
(Bilgisayar) art

He brought the art of painting to perfection. - O, resim sanatını mükemmelliğe taşıdı.

He went to art school to study painting and sculpture. - O, resim ve heykel eğitimi için sanat okuluna gitti.

resim
representation
resim
eikon
resim
photo

Tom pulled several photos out of the envelope and showed them to Mary. - Tom zarftan birkaç resim çıkardı ve onları Mary'ye gösterdi.

Looking at your Facebook friends' photos is a waste of time. - Facebook'taki arkadaşlarının resimlerine bakmak vakit kaybıdır.

resim
figure
resim
likeness
resim
art of drawing or painting pictures; painting; drawing
resim
illustration

The book's illustrations are very good. - Kitabın resimleri çok iyi.

resim
effigy
resim
picture; drawing; illustration; painting; fresco; mosaic; print; photograph
resim
fee

Just looking at a picture of food makes me feel nauseous. - Sadece yiyecek resimlerine bakmak bana mide bulantısı hissettiriyor.

resim
(a) ceremony
resim
(Hukuk) charge
resim
tax
resim
tablature
resim
pictorial

A metaphor is a pictorial expression. - Bir metafor resimsel bir ifadedir.

resim
tax, duty, impost
resim
dues
resim
tableau
resim dersi
art lesson
resim sergisi
art gallery
resim taslağı
drawing
renkli resim
(Bilgisayar) color picture
resim al
(Bilgisayar) take picture
resim altı
(Bilgisayar) caption
resim arama
picture search
resim başı
(Teknik,Televizyon) flyback
resim boyutu
(Bilgisayar) image size
resim boyutu
(Bilgisayar) picture size
resim dersi
(Eğitim) painting lesson
resim gizle
(Bilgisayar) hide picture
resim göster
(Bilgisayar) show picture
resim için
(Bilgisayar) for pictures
resim kapat
(Bilgisayar) close picture
resim karesi
(Bilgisayar) frame
resim karesi
(Bilgisayar) frames
resim metni
(Bilgisayar) caption text
resim notu
(Reklam) legend
resim olarak
(Bilgisayar) as a picture
resim sanatı
drawing
resim sergisi
picture gallery
resim seç
(Bilgisayar) select picture
resim tübü
picture tube
resim tüpü
kinescope
resim tüpü
(Teknik,Televizyon) television tube
resim türü
(Bilgisayar) image type
resim türü
(Bilgisayar) picture type
resim yapmak
draw

Some of the students like to draw pictures. - Öğrencilerden bazıları resim yapmaktan hoşlanırlar.

resim yarat
(Bilgisayar) create picture
resim yazı
(Dilbilim) hierogliphic
resim yazı
(Dilbilim) logography
resim yok
(Bilgisayar) no picture
resim yükle
upload picture
resim çek
(Bilgisayar) take a picture
resim çekmek
take a picture

All you have to do to take a picture is push this button. - Bir resim çekmek için yapmanız gereken bütün şey bu düğmeye basmaktır.

It never occurred to me to take a picture of how the garden looked before we started pulling weeds. - Yabani otları çekmeye başlamadan önce bahçenin nasıl göründüğüne dair bir resim çekmek hiç aklıma gelmedi.

resim çekmek
take a photo
resim çekmek
take a photograph
resim çizmek
draw a picture

The young child uses crayons to draw a picture. - Küçük çocuk bir resim çizmek için renkli kalem kullanmaktadır.

resim öğesi
picture element
resim albümü
photo album

benim resim albümüm çok güzel.

resim fırçası
pencil
resim göndermek
send pictures
resim çerçevesi
Frame
resim aç
(Bilgisayar) open picture
resim ağırlıklı gazetecilik
photojournalism
resim biçimi
(Bilgisayar) picture format
resim defteri
drawing book
resim dizini
(Bilgisayar) picture index
resim döşeme
(Bilgisayar) picture tiling
resim düzeni
(Bilgisayar) picture layout
resim ekler
(Bilgisayar) adds a picture
resim elemanı
picture element
resim eşlemesi
picture synchronization
resim frekansı
picture frequency
resim galerisi
picture gallery
resim gibi
pictorial
resim gibi
very beautiful
resim göndermek
send a picture
resim gösterir misiniz
Would you show me some pictures
resim kalemi
drawing pencil
resim kalıbı
line engraving
resim kutusu
(Bilgisayar) pictures well
resim kâğıdı
drawing block
resim kâğıdı
drawing paper
resim kütüphanesi
stills library
resim lambası
picture tube
resim masası
sliding table
resim menüsü
(Bilgisayar) picture menu
resim monitörü
picture monitor
resim negatifi
picture negative
resim netliği
picture definition
resim noktası
picture point
resim pergeli
drawing compass
resim pergeli
drawing compasses
resim sanatı
pictorial art
resim sayacı
frame counter
resim seçici
vision mixer
resim sil
(Bilgisayar) deletepicture
resim sinyali
picture signal
resim tahtası
drawing board
resim tara
(Bilgisayar) scan image
resim tarama
hatching
resim tarama
picture scanning
resim taslağı
cartoon
resim taşıyıcı
picture carrier
resim tüpü
picture tube
resim vermek
photo
resim vermek
photograph
resim yapmak
paint

Painting is my passion. - Resim yapmak benim tutkumdur.

His hobby is painting. - Onun hobisi resim yapmaktır.

resim yapmak
to draw, to paint
resim yazı
pictogram
resim yazısı
pictography
resim yolu
(Bilgisayar) image path
resim çekme
picture taking
resim çekmek
to take a photo, to take a photograph, to take a picture
resim çektirmek
have one's likeness taken
resim çerçevesi
picture frame

This is a picture frame made of plastic. - Bu, plastikten yapılmış bir resim çerçevesi.

resim çivisi
thumbtack
resim çivisi
drawing-pin
resim çizmek
to draw a picture

The young child uses crayons to draw a picture. - Küçük çocuk bir resim çizmek için renkli kalem kullanmaktadır.

resim öğretmeni art teacher
nın
resim üstadı
old master
resim şeklinde
pictorial
karakalem resim
charcoal
küçük resim fırçası
pencil
dini resim
icon
boya resim
(Sanat) painting picture
geçerli resim
(Bilgisayar) current image
grafik resim
diagram
mini resim
(Televizyon) thumbnail
modern resim
modern painting
naif (resim)
naive
perspektif resim
perspective drawing
peyzaj resim
(Mimarlık) landscape painting
portre resim
portrait painting
pozitif resim
positive
resimler
(Bilgisayar) images

She explained her ideas with images. - Düşüncelerini resimlerle açıkladı.

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

resimler
pictures

Do you like any of these pictures? - Bu resimlerin herhangi birinden hoşlanıyor musun?

We showed him some pictures of the Alps. - Biz ona Alpler'in bazı resimlerini gösterdik.

sonraki resim
(Bilgisayar) next image
soyut resim
abstract painting
teknik resim
drawing
resim
shot
resim
pattern

I can see some intricate patterns in the picture. - Ben resimde bazı karmaşık desenler görebiliyorum.

resim
valentine
resimler
tableaux
resimler
erotica
acemice boyanmış resim
daub
net resim
Clear picture
resim
pic

I went to Nagano to take pictures of the mountains covered with snow. - Karla japlı dağların resimlerini çekmek için Nagano'ya gittim.

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

resim
pıcture

Everyone is smiling in the picture. - Resimde herkes gülümsüyor.

This is a picture of her own painting. - Bu, onun kendi çizimi olan bir resimdir.

robot resim
Photofit, identikit, police sketch
vesikalık resim
passport picture
çizgi resim
sketch
çıplak resim
nude pictures
benzetme resim copy of
a great painting
birim/resim
(Bilgisayar) units/picture
bit eşlemli resim dosyası
(Bilgisayar) bitmapped picture file
bu resim hangi döneme ait
What period is this painting from
büyük boy resim kâğıdı
atlas
cam resim
composition made of stained glass
canlı resim
animated film
canlı/resim
(Bilgisayar) vivid/graph
değişik fotoğrafların bileşimi resim
composite photograph
dini resim
ikon
doğal boyutlu resim
macrograph
ekli küçük resim
inset
eski fotoğraf tekniği ile basılmış resim
daguerreotype
filmden resim çekmek
retake
fiyata göre resim uygulanan tarife
sliding scale
gazeteden kesilmiş resim
newspaper clipping
gazeteden kesilmiş resim
newspaper cutting
geometrik resim
geometrical drawing
gizil resim
(Bilgisayar) latent image
gotik resim
gothic painting
guaş resim
gouache
gölgeli resim
sciagraphy, sciagraphic picture
iyi resim veren
photogenic
iyi resim vermek
photo well
iyi resim vermek
photograph well
izometrik resim
(Fizik,Teknik) isometric drawing
kabartma resim veya şekil
cartouch
kabartma resim veya şekil
cartouche
kahverengi ağırlıklı resim
sepia
karakalem resim
charcoal drawing
karma resim
(Sanat) composite painting
karma resim sergisi
group painting exhibition
kazma resim engraving
(picture)
kolaj tekniğiyle yapılmış resim
collage
koyu resim
(Bilgisayar) dark picture
küçültülmüş resim
reduction
kırpıntı resim
clipart
kıymet üzerinden resim
(Latin) ad valorem duty
line art resim
(Bilgisayar) line art images
metin/resim
(Bilgisayar) text/graph
mikroskobik resim
micrograph
mum boya ile resim yapmak
crayon
mum boya ile yapılmış resim
crayon
noktalarla resim yapma
stipple
noktalarla resim yapmak
stipple
noktalarla yapılan resim
stipple
oyma resim
graven image
oyma resim
engraving
pastel resim
pastel
pastoral resim
pastoral
pozitif resim sinyali
(Teknik,Televizyon) positive video signal
resim
diptych
resim
{i} piece

I never want to see his face again, so I tore all of his pictures into pieces and burned them. - Onun yüzünü asla tekrar görmek istemiyorum bu yüzden onun bütün resimlerini yırttım ve onları yaktım.

resim
model
resim
portraiture
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Bir çeşit deve yürüy
(Hukuk) Yapılan hizmet karşılığı yalnız ilgili kişiden alınan vergi
resim
Fotoğraf

O fotoğraflar tahrif edilmiş. - O resimlerle oynanmış.

resim
Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç: "Osmanlı Devleti'nin birçok vergi ve resimleri bu yüzden doğrudan doğruya yabancı alacaklıların cebine gider."- Y. K. Karaosmanoğlu
resim
üzerinde yapılan biçimleri: "Konulu resim parçaları kendiliğinden ve doğru olarak yan yana gelivermiş, hikâye ortaya çıkmıştı."- T. Buğra
resim
Fotoğraf: "Güzel İnebolu kızı, duvara yapıştırılan Gazi'nin resmine uzun uzun baktı."- A. Gündüz
resim
Tören
resim
Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb
resim
Bunu yapmak için gerekli yöntemleri öğreten sanat: "Türkiye'de resim bir müddetten beri soysuz bir sanat hâline gelmeye başladı."- O. S. Orhon
resim
Bunu yapmak için gerekli yöntemleri öğreten sanat
resim
Bazı eşyadan ve işlerden alınan vergi veya harç
resim
Bir hizmetten ya da haktan yararlanmanın karşılığı olarak alınan bedel
resim
Kimi eşyadan ve işlerden alınan vergi
resim
Varlıkların, doğadaki görünüşlerinin kalem, fırça gibi araçlarla kâğıt, bez vb. üzerinde yapılan biçimleri
resim yazı
Eski çağlarda, bazı uygar uluslarca kullanılan, nesnelerin yalınlaştırılmış resimlerine dayanan yazı, hiyeroglif
Resim
tasvir
Resim
(Osmanlı Dönemi) NAKŞ
baskı resim
Gravür tekniği ile yapılan resim, kazıma resim
cam resim
Renkli camların kesilip birbirlerine kurşun çubuklarla bağlanması ile yapılan süs veya resim
canlı resim
Bir hareketi parçalarına ayırıp bunların elle yapılan resimlerinin alıcıyla tek tek çevrilmesine dayanan ve gösterimde sürekli bir hareketi ortaya koyan film tekniği
gölgeli resim
Gölge ile hacim etkisinin verildiği resim
kazıma resim
Ağaç, metal veya taş bir yüzeye ayrı katlar hâlinde değişik renkli boyalar sürüldükten sonra, üstteki katları yer yer kazıyarak alttaki renklerden yararlanma tekniği, gravür
kazıma resim
Bu teknikle yapılan resim, gravür
net resim
Genellikle 1/10 ölçeğinde çizilen ve işin; önden, yandan, üstten görünüşünü veren teknik resim
saydam resim
Kolay anlaşılabilen resim
temsili resim
Tahayyülde canlandırılmış resim
vesikalık resim
bakınız: vesikalık fotoğraf
yakma resim
bakınız: dağlama resim
çizgi resim
Yalnız çizgilerle yapılmış resim
çıplak resim
Resim sanatında çıplak insanı konu alan bir resim türü, nü
ıstampa resim
Ağaç, bakır gibi yüzeylere oyulan ve tuvale basılan resim sanatı
Английский Язык - Турецкий язык

Определение resi̇m в Английский Язык Турецкий язык словарь

baskı resim
baskı tekniği ile yapılan resim
resi̇m
Избранное