Handa benim için bir oda ayırttı.
- He booked a room for me at the inn.
Tom her şeyi ayırttı: harika bir parti olacak.
- Tom booked everything: it will be a wonderful party.
Bütün koltuklar ayrılmış.
- All the seats are booked.
Bu akşam için ayrılmış Boston'a bir geri uçuşum var.
- I've got a flight back to Boston booked for this evening.