Onun düğünü hakkında bir şey bilmemen tuhaf.
- It is strange that you know nothing about her wedding.
Öyle ucuz bir otelde misafir edilmesi tuhaf.
- It is strange that he should be put up at such a cheap hotel.
Garip bir keşif yaptılar.
- They made a strange discovery.
O, yılanlar gibi, garip hayvanlardan hoşlanıyor.
- It likes strange animals, like snakes.
Bir köpek yabancılara havlar.
- A dog will bark at strangers.
Bir köpek yabancılara havlar.
- A dog barks at strangers.
Bazen acayip bir adam olabiliyor.
- Sometimes he can be a strange guy.
Bu hikaye kulağa acayip gelebilir ama tamamen gerçektir.
- This story may sound strange, but it's absolutely true.
Onun hobisi bilinmeyen kelebekler toplamaktır.
- His hobby is collecting strange butterflies.