Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
- The teacher gave him a failing grade for basing his report on discredited research.
Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
- The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
Bu keşif araştırma yapmak için bent kapaklarını açtı ve soruşturmanın meşru alanı olarak disiplin kurulmasına neden oldu.
- This discovery opened up the floodgates to research and led to the establishment of the discipline as a legitimate field of inquiry.
O, vakıf adına araştırma yapmak için bir burs kazandı.
- He was awarded a scholarship to do research for the foundation.
Dergi gezegendeki en iğrenç böcekleri araştırıyor.
- The magazine is researching the most disgusting insects on the planet.
Aslında onu şimdi araştırıyoruz.
- We're actually researching that right now.
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
- The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
Bunu araştırmak için gerçekten daha fazla zaman istiyorum.
- I'd really like more time to research this.